-Bayraktar’ın basın
toplantısı…
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Üretici ve market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 303,54 ile kuru kayısıda görüldü”
-“Fiyat farkı, domateste yüzde 290,94’ü, sivri biberde yüzde 277,30’u, sütte yüzde 263,16’yı, elmada yüzde 251,40’ı buldu”
-“Etteki
sorunun temelinde süt fiyatlarındaki istikrarsızlık yatıyor”
-“Üreticinin eline geçen çiğ süt litre fiyatı, 1 lira 14 kuruşken, perakende süt fiyatı 4 lira 14 kuruşa çıktı”
-“Çiğ süt ile perakende süt fiyatları arasındaki makas, 4 katına yaklaştı”
-“Bugün süt fiyatlarının bulunduğu seviye, üreticimizi kurtaracak bir seviye değildir. Şu an ortalama süt fiyatlarında olması gereken rakam 1 lira 55-1 lira 60 kuruştur”
-“ Benim üreticim, 1 kilogram süt satarak 1 kilogram yem alamıyor. Buna ne kadar devam edebiliriz?”
-“Süt hayvancılığını ayakta tutamazsak ette ithalatçı olmanız kaçınılmazdır. Çünkü materyal oradan geliyor”
-“Hayvancılık
desteklerinin artarak devam etmesi çok önemlidir”
-“Dünyada hiçbir ülke ithalat yaparak et ihtiyacını karşılayamaz. Biz de karşılayamayız”
-“Esas olan üretimi artırmaktır. Üretici maliyetlerimiz yüksek. Özellikle yem başta olmak üzere girdilerimiz pahalı”
-“Üreticide çiğ süt fiyatı yerinde sayarken, markette süt fiyatına 13 kuruş zam gelmesi kabul edilemez. Yine Eylül ayında kuzu eti fiyatı, yüzde 3,75 azalmayla 34 lira 93 kuruştan 33 lira 62 kuruşa inerken, markette yüzde 2,98 artışla 52 lira 10 kuruştan 53 lira 65 kuruşa çıkmasının bir açıklaması olamaz”
-“Tarımda bir üretim patlaması yapmamız, açık verdiğimiz ürünlerde daha fazla üretmenin yollarını bulmamız gerekiyor”
Ankara – 04.10.2017 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel
Başkanı Şemsi Bayraktar, üretici market arasındaki fiyat farkının en fazla
yüzde 303,54 ile kuru kayısıda görüldüğünü bildirerek, “kuru kayısıdan
sonra fiyat farkının domateste yüzde 290,94’ü, sivri biberde yüzde 277,30’u,
sütte yüzde 263,16’yı, elmada yüzde 251,40’ı buldu” dedi.
Bayraktar, Birlik Merkezi’nde düzenlediği
basın toplantısında, Eylül ayı üretici ve market fiyatlarını, üretici-market
fiyatları arasındaki fiyat farkını, tarımda yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.
Toplantıda, gıda tüketim eğilimi, kırsal
nüfus, et üretimi ve tüketimi konusundaki görüşlerini de paylaşan Bayraktar,
gıdanın önemli olduğunu, enerji ile birlikte en stratejik sektör konumunda
bulunduğunu belirtti.
Şemsi Bayraktar, şunları söyledi:
“Ciddi ciddi geleceği düşünmek zorundayız. Yaşanan
iklim değişikliği, hızlı nüfus artışı ve beslenme alışkanlıklarının değişmesi
bizi buna mecbur bırakıyor. Şu artık görünür bir gerçektir. Gıdaya erişim
gittikçe zorlaşacak. Dünya nüfusu önümüzdeki 33 yılda 2 milyar daha artarak
2050’de 9,6 milyara çıkacak. Bu nüfusu beslemek için gıda üretiminin yüzde 60-70
artması gerekiyor. Dile kolay, uzmanlara göre son 8 bin yılda tüketilen kadar
gıda önümüzdeki 40 yılda tüketilecek. Müthiş bir gıda talebi baskısıyla karşı
karşıyayız. Fakat, tarımsal üretimi aynı hızla artıramıyoruz.
Dünyamızda son 40 yılda tarıma elverişli
arazilerin yüzde 30’u verimsizleşti. Küresel düzeyde her yıl İtalya kadar tarım
alanı kaybediyoruz. Dünyada ciddi hasar görmüş tarım arazilerinin oranı dörtte
bire ulaşıyor. İşin acı tarafı, dünyada hem kıtlığı hem bolluğu bir arada
yaşamamız ve her yıl 1,3 milyar ton gıdayı çöpe atmamızdır. Türkiye nüfusunun
10 katı kadar insanın açlık çektiği dünyamızda, 9 katı insan da obeziteden
muzdarip durumdadır. Bu insanlığın en büyük sorunudur.
Bu ortamda, Türkiye’nin tarımsal potansiyeli
dikkat çekiyor. Ülkemizde, tarımımızın yapısal sorunları çözülür ve çiftçimizin
önü açılırsa, sadece ülkemizi doyurmaya devam etmekle kalmayız, rahatlıkla
içinde bulunduğumuz bölgenin gıda açığını da kapatırız. Parçalanmış arazi
yapısı, sulama altyapısının bitirilememiş, ekonomik örgütlenmenin tam anlamıyla
sağlanamamış olması belli başlı yapısal sorunlarımız. Bunlar çözüm bekliyor.”
-“Kırsalda
nüfus tutamıyoruz, kırsal boşalıyor”-
Bir diğer önemli sorunun kırsaldaki nüfus
kaybı olduğunu vurgulayan Bayraktar, “ülkemiz, son 10 yılda, 218 ülke içinde,
toplam kırsal nüfus kaybında 1,5 milyonla dünyada 9’ncu, kırsal nüfus oranı
azalmasında ise 27’nci sırada bulunuyor. Bu önemli bir sorun. Kırsalda nüfus
tutamıyoruz. Kırsal boşalıyor. Sadece tarımın geleceği açısından değil, ülke
nüfus dengesi açısından da bu çözülmesi gereken bir sorundur. Tarımdan kopacak
nüfusun kırsalda tutulması, kırsalın kaderine terk edilmemesi gerekir. Tüm
nüfusun üç-beş büyük şehre, batı ve güney illerimize toplanması son derece
yanlıştır. Bugün Ankara ve Kars arasındaki kırsal nüfusta büyük bir azalma
vardır. Bunun tersine çevrilmesi, bu bölgede büyük merkezler oluşturulması
gerekir” dedi.
-“Bazı
alanlarda üretimi artırmak zorundayız”-
Hem dünyada yaşanan gıda açığını kapatmak
hem ülke içinde yetersiz kalınan bazı alanlarda üretimi artırmak zorunda
olduklarına dikkati çeken Bayraktar, şunları söyledi:
“Et, yağlı tohumlar, mısır, çeltik, pamuk
gibi bazı ürünlerde üretimimiz ihtiyacın altında kalıyor. Tarımda bir üretim
patlaması yapmamız, açık verdiğimiz ürünlerde daha fazla üretmenin yollarını
bulmamız gerekiyor.
Sadece ülkemizde değil, dünyada da tüketim
eğilimleri değişiyor. Ülkemizde de tüketimimiz esasen tahıla, sebzeye, meyveye
dayanıyor. Ekmek, sebze ve meyveyle doyuyoruz… Türkiye’de yıllık kişi başına
Avrupa ülkelerinin 3 katına yakın 140 kilogram ekmek tüketiyoruz. Çoğu Avrupa
ülkesinde bu rakam, 50 kilogram civarında kalıyor. Kişi başına yılda 118,6
kilogram domates, 52,3 kilogram patates, 43,3 kilogram karpuz tüketiyoruz. Sebze
tüketimimiz Avrupa’nın iki katı. Meyve tüketiminde de Avrupa’nın önündeyiz.
-“Et
tüketimi yetersiz”-
Fakat, 36,2 kilogram olan kişi başına yıllık
toplam et tüketimimiz yetersiz. Et tüketimi Bangladeş, Hindistan gibi ülkelerde
yıllık kişi başına 4 kilogramlara kadar düşerken, Avustralya, Kuveyt, ABD gibi
ülkelerde 110-120 kilogramı buluyor. İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya gibi
Avrupa ülkelerinde 80-90 kilogramlar civarında seyrediyor.
Su ürünleri tüketimi dünyada kişi başına
yıllık 16-17, Avrupa Birliği’nde 23, Güney Kore’de 60, Japonya’da 70,
İzlanda’da 90, Maldivler’de 139 kilograma ulaşıyor. Dört denize kıyısı olan iki
yarımadadan oluşan ülkemizde bu rakam kişi başına yıllık 7,7 kilogramda
kalıyor.
-“Hayvancılık
destekleri artarak devam etmeli”-
Halkımızın yeterli hayvansal proteine
ulaşması için et tüketiminin artması çok önemli. 2010-2016 döneminde kırmızı et
üretimimiz 781 bin tondan 1 milyon 173 bin tona, kanatlı eti üretimiz 1 milyon
476 bin tondan 1 milyon 926 bin tona yükseldi.
Çiftçimiz, her türlü olumsuzluğa rağmen et
üretimini artırıyor. Hayvancılık desteklerinin artarak devam etmesi çok
önemlidir. Türkiye gibi hayvancılık memleketi olan bir ülkenin ithalata mecbur
kalması kabul edilebilir bir şey değildir. 2010 yılından bu yana kasaplık,
besilik ve damızlık canlı hayvana ve et ithalatına 5 milyar dolara yakın bir
döviz harcanmasını ve bunun devam ediyor olmasını doğru bulmuyoruz. En kısa
zamanda ithalata son verecek politikaların oluşturulması ve uygulanması
gerekmektedir.”
-“Etteki
sorunun temelinde süt fiyatlarındaki istikrarsızlık yatıyor”-
Etteki sorunun temelinde süt fiyatlarındaki
istikrarsızlık yattığını belirten Bayraktar, şöyle devam etti:
“Yaptığımız çalışmaya göre, 2014 yılının
Temmuz ve Ağustos aylarında üreticinin eline geçen ortalama çiğ süt fiyatları,
perakende süt fiyatlarının yüzde 37,6’sını oluşturuyordu. Üreticinin eline
geçen çiğ süt litre fiyatı 1 lira 15 kuruşken, perakende süt fiyatı 3 lira 6
kuruştu. Aradan geçen bu kadar zamanda üreticinin eline geçen çiğ süt litre
fiyatı, 1 lira 14 kuruşa inerken, perakende süt fiyatı 4 lira 14 kuruşa çıktı.
3 yılı aşan bir sürede, üreticinin eline geçen çiğ süt fiyatı yüzde 0,87
azalırken, perakende fiyatlarda yüzde 35,29’luk bir artış yaşandı. Üreticinin
eline geçen ortalama çiğ süt fiyatlarının, perakende süt fiyatlarına oranı
yüzde 37,6’dan yüzde 27,5’e indi. Çiğ süt ile perakende süt fiyatları
arasındaki makas 4 katına yaklaşmıştır. 2014 yılı Temmuz ve Ağustos aylarındaki
oran bugün olsa çiğ süt fiyatları, 1 lira 14 kuruş değil, 1 lira 56 kuruş
olacaktı. Üreticinin litre başına zararı 42 kuruştur. Bu böyle gitmez. Bundan
ne üretici ne de tüketici kazançlı çıkmıştır.”
-“Söylenenin
aksine çiftçimiz, enflasyon hemen her zaman mağduru”-
Söylenenin aksine çiftçinin enflasyonun
hemen her zaman mağduru olduğunu, süt fiyatlarının da bunu gösterdiğini ifade
eden Bayraktar, şunları kaydetti:
“Dün tüketici ve yurt içi üretici fiyat
endeksleri açıklandı. Tarım ürünleri üretici fiyat endeksi ise 16 Ekim’de
duyurulacak. En son açıklanan Eylül ayı tüketici fiyat endeksinde, sadece gıda
ve alkolsüz içeceklerde yüzde 0,23’lük bir düşüş oldu. Gıdada yıllık artış ise
yüzde 12,5. Tüketici fiyat endeksindeki yüzde 11,2’lik artışın 2,72 puanı gıda
ve alkolsüz içeceklerden kaynaklanıyor ama gıda dışında yüzde 8,48’lik fiyat
artışını da unutmamak gerekiyor. Şimdi gıdadaki yüzde 12,5’lik artış göz önüne
çıkarılıyor ama ulaştırmadaki yüzde 16,1’lik artış görülmüyor. Dün yurt içi
üretici fiyat endeksi de açıklandı. Buradaki yıllık fiyat artışı yüzde 16,28.
Ara mallarında artış yüzde 22,96’ya ulaşıyor. Kimsenin bunlara baktığı yok. Enflasyonla
tüm sektörlerde mücadele yapılırsa başarıya ulaşılır. Sadece gıda üzerine
gidilerek enflasyonla mücadelede başarı sağlanamaz.”
-Eylül
ayı fiyat gelişmeleri-
Bayraktar, Eylül ayında, markette 33 ürünün
16’sında fiyat artışı, 13’ünde fiyat azalışı, üreticilerde ise 29 ürünün
14’ünde fiyat artışı, 9’unda ise fiyat azalışı meydana geldiğini, markette 4
üründe, üreticide 6 üründe fiyatların değişmediğini belirtti.
Yaptıkları tespitlere göre, Eylül ayında
fiyatı en fazla artan ürünün, marketlerde sivri biber, üreticilerde ise elma,
fiyatı en fazla düşen ürünün, marketlerde limon ve üreticilerde yeşil soğan
olduğunu vurgulayan Bayraktar, şöyle konuştu:
“Eylül ayında market fiyatlarında yumurta,
maydanoz, elma, mısırözü yağı fiyatında değişim görülmezken, fiyat düşüşü yüzde
16,14 ile en fazla limonda meydana gelmiştir. Limondaki fiyat düşüşünü, yüzde
12,47 ile yeşil soğan, yüzde 11,14 ile kuru fasulye, yüzde 10,19 ile tavuk eti,
yüzde 7,92 ile marul, yüzde 7,68 ile iç fındık, yüzde 7,18 ile kuru soğan,
yüzde 5,30 ile kırmızı mercimek, yüzde 3,59 ile dana eti, yüzde 3,26 ile havuç,
yüzde 2,43 ile kuru üzüm, yüzde 0,66 ile patlıcan, yüzde 0,62 ile zeytinyağı
izledi.
Markette en fazla fiyat artışı ise yüzde
47,61 ile sivri biberde görüldü. Sivri biberdeki fiyat artışını, yüzde 14,71
ile salatalık, yüzde 11,60 ile kuru incir, yüzde 11 ile kabak, yüzde 8,58 ile
domates, yüzde 7,97 ile kuru kayısı, yüzde 4,83 ile Antep fıstığı, yüzde 4,42
ile toz şeker, yüzde 4,12 ile nohut, yüzde 4,10 ile ayçiçeği yağı, yüzde 3,16
ile süt, yüzde 2,98 ile kuzu eti, yüzde 2,23 ile patates, yüzde 1,24 ile
pirinç, yüzde 1 ile yeşil fasulye, yüzde 0,49 ile yeşil mercimek takip etti.”
Eylül ayında üretici fiyatlarında, yumurta,
havuç, maydanoz, Antep fıstığı, süt ve zeytinyağı fiyatında değişim olmazken, yeşil
soğan yüzde 28,85 azalmayla fiyatı en fazla düşen ürün olduğunu belirten
Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“Yeşil soğandaki fiyat düşüşünü yüzde 26,50
ile limon, yüzde 26,09 ile kuru soğan, yüzde 23,53 ile kuru fasulye, yüzde 6,51
ile kırmızı mercimek, yüzde 5,69 ile marul, yüzde 5,53 ile domates, yüzde 3,75
ile kuzu eti, yüzde 1,72 ile dana eti izledi.
Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 59,70
ile elmada görüldü. Elmadaki fiyat artışını yüzde 33,33 ile pirinç, kuru kayısı
ve kuru incir, yüzde 24,05 ile kabak, yüzde 21,92 ile sivri biber, yüzde 15,18
ile nohut, yüzde 14,95 ile salatalık, yüzde 12,71 ile iç fındık, yüzde 6,67 ile
kuru üzüm, yüzde 5,69 ile yeşil fasulye, yüzde 2,86 ile patates, yüzde 2,56 ile
patlıcan, yüzde 1,25 ile yeşil mercimek takip etti.
Eylül ayında üretici ve market arasındaki
fiyat farkı en fazla kuru kayısıda yüzde 303,54’ü bulurken, kuru kayısıdan
sonra domateste yüzde 290,94, sivri biberde yüzde 277,30, sütte yüzde 263,16,
elmada yüzde 251,40 oldu. Kuru kayısı 4 kat, domates 3,9 kat, sivri biber 3,8
kat, süt 3,6 kat, elma 3,5 kat fazlaya tüketiciye ulaştı. Bugün üreticide 8
lira olan kuru kayısı markette 32 lira 28 kuruşa, 66 kuruş olan domates 2 lira
56 kuruşa, 1 lira 16 kuruş olan sivri biber 4 lira 38 kuruşa, 1 lira 14 kuruş
olan süt 4 lira 14 kuruşa, 1 lira 7 kuruş olan elma 3 lira 76 kuruşa satılıyor.”
Rakamlardan da görüldüğü gibi üretici ile
market fiyatları arasındaki tutarsızlığın sürdüğüne dikkati çeken Bayraktar,
süt ve kuzu etinde yaşanan gelişmeler konusunda da “bazı ürünlerde üretici
fiyatı artmazken veya azalırken market fiyatları artmaya devam ediyor. Üreticide
çiğ süt fiyatı yerinde sayarken, markette süt fiyatına 13 kuruş zam gelmesi
kabul edilemez. Yine Eylül ayında kuzu eti fiyatı, yüzde 3,75 azalmayla 34 lira
93 kuruştan 33 lira 62 kuruşa inerken, markette yüzde 2,98 artışla 52 lira 10
kuruştan 53 lira 65 kuruşa çıkmasının bir açıklaması olamaz. Sonuçta sütte
üretici market fiyat farkı, Eylül ayında 11,11 puanlık artışla yüzde 252,05’den
yüzde 263,16’ya, kuzu etinde 10,44 puanlık artışla yüzde 49,14’den yüzde
59,58’e çıkmış ve fiyat farkı yüzde 60’a dayanmıştır” dedi.
-Fiyat
değişimlerinin nedenleri-
Üretici fiyatlarında en fazla fiyat artışının
elmada görüldüğüne dikkati çeken Bayraktar, fiyat değişimlerinin nedenleri
konusunda ise şunları söyledi:
“Elmanın yanı sıra pirinç, kuru kayısı, kuru
incir, sivri biber, nohut ve salatalıkta fiyat artışları yaşandı. Elmada geçen
yıl fiyatlar oldukça düşük seyretmişti. Eylül ayı itibarıyla yeni ürün piyasa
girdi. Fiyatlardaki artışın yüksek görülmesinde artan üretim maliyetlerinin
fiyata yansımasının yanı sıra geçen üretim sezonuna ait fiyatla yeni ürünün
kıyaslanmasından kaynaklanmaktadır.
Benzer durum, yeni sezon
fiyatlarının olduğu pirinç, kuru kayısı için de geçerlidir. Kuru incirde ise
kalitedeki artışın yanı sıra piyasaya arz edilen ürün miktarındaki azalma
fiyata yansıdı. Nohutta görülen artışta piyasaya ürün arzındaki yavaşlama
etkili oldu. Arzın tarla ve yayladaki seralardan karşılandığı sivri biber ve
salatalık gibi ürünlerde fiyat artışları görüldü.
Eylül ayında, yeşil
soğan, limon, kuru fasulye, kuru soğanda fiyat düşüşleri yaşandı. Yeşil soğanda
hasat edilen ürün miktarındaki artış fiyat düşüşünde etkili oldu. Limon ve kuru
fasulyede yeni ürünün piyasaya girmesiyle birlikte fiyatlarda düşüş yaşandı.
Kuru soğanda ise hasat edilen ürün miktarındaki artış ile komşu ülkelerde
yaşanan gelişmeler fiyat düşüşünde etkili oldu.”
-Sorular-
Bayraktar, toplantıda basın mensuplarının
sorularını da yanıtladı. Et ithalatıyla ilgili bir soru üzerine Bayraktar,
şunları söyledi:
“Şuan bir ithalat var. Bu ithalat et
fiyatlarını baskılıyor. Koyun etinde üretim açığımız görünüyor. Bu da fiyatlara
yansımış durumda. Zaten Kurban Bayramından sonra bir süre arz talep
dengesindeki bozulma nedeniyle fiyatlar düşer. Asıl mesele, dünyada hiçbir ülke
ithalat yaparak et ihtiyacını karşılayamaz. Biz de karşılayamayız. Esas olan
üretimi artırmaktır. Üretici maliyetlerimiz yüksek. Özellikle yem başta olmak
üzere girdilerimiz pahalı. Bunları iyileştirmemiz, hastalıklarla mücadelede
mesafe almamız lazım. Tesislerimizin şartlarını da düzeltmeliyiz. Verimlilik rakamlarını
yukarıya çekmeliyiz. Bunları yaparsak, et açığını kapatabilir, ülkemizi
doyurabiliriz. Biz sadece 81 milyonu değil 5 milyon sığınmacı ve yabancıyı da doyuruyoruz.
Değişik ülkelerden ülkemize sığınmacılar gelmeye devam ediyor. Bunları da
besliyoruz. 17 milyar dolarlık ihracata da katkı yapıyoruz. Bunlar kolay şeyler
değil. Zor şartlarda üretim yapan üreticilerimiz, bu ülkenin gıda güvencesini
sağlıyor. Bunun için bizim muhakkak surette üretimimizi artırmamız gerekiyor.
Bunun içinde besi hayvancılığına gerekli desteği vermemiz lazım.
Süt hayvancılığımız gelişmemişse veya süt
hayvancılığımızda gelişme durmuşsa sizin ette ithalatçı olmanız kaçınılmazdır.
Çünkü materyal oradan gelir. Bugün süt fiyatlarının bulunduğu seviye,
üreticimizi kurtaracak bir seviye değildir. Şu an ortalama süt fiyatları 1 lira
14 kuruştur. Olması gereken rakam 1 lira 55-1 lira 60 kuruştur. Benim üreticim 1 kilogram süt satarak 1 kilogram
yem alamıyor. Buna ne kadar devam edebiliriz? O zaman süt hayvancılığını
muhakkak surette ayakta tutmamız lazım. Süt hayvancılığında fiyat istikrarı son
derece önemli. Çiğ süt fiyatı 3 sene evvel 1 kuruş daha yüksekti. O zaman
sanayicimizin de bu noktada biraz daha dikkatli olması lazım. Üreticimizi
kollaması koruması lazım.”
-Makası
kapatmak için yapılan çalışmalar-
Bayraktar, bir soru üzerine, meyve ve sebze
fiyatlarında üretici market fiyatları arasındaki makası kapatmak üzere yapılan
çalışmayı ve Resmi Gazete’de yayınlanan kararı desteklediklerini ama bunun tek
başına yeterli olmadığını söyledi. Şemsi Bayraktar, “tabii bu tedbirler
alınmalı. Buna bir itirazımız yok. Soğuk hava depo kapasitesi muhakkak surette
artırılmalı. Tarladan tüketiciye ulaşıncaya kadar büyük bir israfımız var.
Bunun önüne geçilmeli. Nakliyede bazı problemler var. Burada asıl mesele şu: Biz
bu ülkede üretici birliklerini ekonomik kuruluşlar olarak bu alana sokamazsak
üreticiyle tüketici arasındaki makası kapatma şansımız yoktur. Bize alana
girecek, üreticinin hasat zamanında malını alacak soğuk hava depolarına atacak
tüketiciyle buluşturacak örgüt lazım” dedi.
Bir soru üzerine Et ve Süt Kurumu’nun
belirli yerlerde et satışı yaptığını bildiren Bayraktar, “üretici maliyetlerini
dikkate almadan düşük fiyatlarla piyasaya değişik yerlerde ithal etler arz
edilirse üretime büyük darbe vurur. Maliyetlerimizi aşağıya çektiğimizde
üretimin hem arttığını göreceğiz hem de fiyatın düştüğünü göreceğiz. Burada
üretici maliyetlerini aşağı çekmek lazım. Bunu zaten hükümet yetkilileri de
söylüyor zaten” diye konuştu.
-Genç
çiftçi desteği ve kadın çiftçilere pozitif ayrımcılık-
Bayraktar, genç çiftçilere 30 bin liralık
destekle ilgili bir soru üzerine, şunları söyledi:
“Proje doğru proje. Birçok gencin de
yararlanmasını da sağladık ama şuana kadar ben amacına ulaştığını düşünmüyorum.
Fiyat istikrarını sağlamak üretimin devamlı ve kalıcı olması noktasında
fevkalade önemli. Gerçekten de kırsalda gençlerimiz göç ediyorlar, kadınlara ve
yaşlılara kaldı. Kadınların bu süreçte eğitimine önem veriyoruz. Türkiye Ziraat
Odaları Birliği olarak. Çünkü tarımda üretimi kadınlarımızla götüreceğimiz
belli oldu. Eğer kadınları eğitemezsek, belirli bilince ulaştıramazsak bizim
hedeflere ulaşmamız mümkün değil. Tarımda çalışanların yüzde 46,5’i kadın.
Tarımda çalışan kadın sayısı 2 milyon 700 bine yakın. Kadınlara pozitif
ayrımcılık da yapılmalı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Jülide
Sarıeroğlu’na da söyledim. Kadınlar, aile işletmelerinde ücretsiz işçi
konumunda, sosyal güvenlikten uzak, kayıtsız çalışıyorlar. Bunların sosyal
güvenlik primlerinin yüzde 50’si devlet tarafından ödenmeli ki hem sosyal
güvenceye kavuşsunlar hem de kayıt altına alalım. Her yıl için kadınlara 120
gün yıpranma payı da talep ettik.”
Bayraktar, Hakkari’nin
Yüksekova ilçesinde meydana gelen patlamada şehit düşen 4 asker ile yaralanan 4
asker konusunda üzüntülerini bildirerek, “şehitlerimize Allah’tan rahmet,
yaralılarımıza acil şifalar, yakınlarına ve tüm milletimize başsağlığı
diliyorum” dedi.
Seçilmiş ürünlerde
3 Ekim 2017 tarihi itibarıyla ortalama üretici, hal, pazar ve market fiyatları ve
fiyat farkları:
Ürünler |
Üretici |
Hal |
Pazar |
Market |
Hal/ Üretici |
Pazar/ Üretici |
Market/ Üretici |
Fiyatı (TL/Kg) |
Fiyatı (TL/Kg) |
Fiyatı (TL/Kg) |
Fiyatı (TL/Kg) |
Fiyat Farkı
(Yüzde) |
Fiyat Farkı
(Yüzde) |
Fiyat Farkı
(Yüzde) |
|
Kuru kayısı |
8,00 |
- |
25,00 |
32,28 |
- |
212,50 |
303,54 |
Domates |
0,66 |
1,09 |
1,78 |
2,56 |
66,41 |
170,99 |
290,94 |
Sivri Biber |
1,16 |
1,66 |
2,72 |
4,38 |
43,10 |
134,20 |
277,30 |
Süt (litre) |
1,14 |
- |
- |
4,14 |
- |
- |
263,16 |
Elma |
1,07 |
2,19 |
2,67 |
3,76 |
104,44 |
149,22 |
251,40 |
Limon |
1,65 |
3,13 |
4,50 |
5,51 |
89,39 |
172,73 |
234,06 |
Maydanoz (adet) |
0,34 |
0,44 |
0,90 |
1,10 |
30,60 |
168,66 |
228,36 |
Salatalık |
0,71 |
0,98 |
1,50 |
2,31 |
39,01 |
112,77 |
228,01 |
Kuru soğan |
0,43 |
0,73 |
1,25 |
1,37 |
72,55 |
194,12 |
221,76 |
Kırmızı mercimek |
2,01 |
3,2 |
6,67 |
6,13 |
59,20 |
231,67 |
205,11 |
Kuru üzüm |
4,00 |
- |
12,00 |
11,97 |
- |
200,00 |
199,13 |
Yeşil soğan (kg) |
1,48 |
2,64 |
3,75 |
4,40 |
78,38 |
153,38 |
197,03 |
Marul (adet) |
0,73 |
1,12 |
1,58 |
2,10 |
52,45 |
116,15 |
186,69 |
Patlıcan |
0,80 |
1,32 |
1,54 |
2,28 |
65,00 |
92,71 |
185,10 |
Patates |
0,60 |
0,93 |
1,29 |
1,71 |
54,17 |
115,28 |
185,00 |
Kabak |
0,85 |
1,28 |
1,75 |
2,40 |
51,18 |
106,69 |
183,70 |
Kuru fasulye |
3,12 |
4,5 |
8,00 |
8,62 |
44,23 |
156,41 |
176,37 |
Havuç |
0,82 |
1,10 |
1,79 |
2,13 |
34,97 |
119,84 |
161,15 |
Yeşil fasulye |
2,00 |
3,20 |
4,21 |
5,11 |
60,20 |
110,68 |
155,99 |
Yeşil mercimek |
3,25 |
5,5 |
6,67 |
7,94 |
69,23 |
105,13 |
144,21 |
Fındık (iç) |
19,16 |
- |
45,00 |
45,42 |
- |
134,86 |
137,06 |
Kuru incir |
12,00 |
- |
26,00 |
28,41 |
- |
116,67 |
136,76 |
Antep fıstığı |
29,50 |
- |
55,00 |
62,86 |
- |
86,44 |
113,09 |
Zeytinyağı |
13,00 |
- |
- |
27,42 |
- |
- |
110,90 |
Pirinç |
3,20 |
3,8 |
5,17 |
5,84 |
18,75 |
61,46 |
82,55 |
Yumurta |
0,24 |
- |
0,50 |
0,40 |
- |
104,92 |
65,16 |
Kuzu eti |
33,62 |
- |
- |
53,65 |
- |
- |
59,58 |
Nohut |
7,36 |
9,5 |
11,33 |
11,21 |
29,08 |
53,99 |
52,34 |
Dana eti |
27,47 |
- |
- |
40,52 |
- |
- |
47,49 |
Mısırözü yağı |
- |
- |
- |
8,37 |
- |
- |
- |
Ayçiçek yağı |
- |
- |
- |
8,11 |
- |
- |
- |
Toz şeker |
- |
- |
- |
4,38 |
- |
- |
- |
Tavuk eti |
- |
- |
- |
7,24 |
- |
- |
- |
Not: Hal, pazar ve market
verileri İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya ve Mersin illerinden
derlenen ortalama fiyatlardır. Üretici fiyatları ise ürünlere göre önemli
üretim merkezlerinden derlenmektedir. Pirinç (Osmancık), kuru fasulye, nohut,
kırmızı ve yeşil mercimek için belirtilen hal fiyatları toptan satış
fiyatlarıdır. Dana eti, kuzu eti, Antep fıstığı ve fındık fiyatı serbest
piyasa fiyatıdır.
Seçilmiş ürünlerde
market fiyatlarındaki aylık fiyatlar ve değişim oranları:
Market |
25 Ağustos 2017 |
3 Ekim 2017 |
3 Ekim 2017/ 25 Ağustos 2017 |
Ürünler |
Ay Sonu Market Fiyatı (TL/Kg) |
Ay Sonu Market Fiyatı (TL/Kg) |
Değişim (Yüzde) |
Sivri Biber |
2,97 |
4,38 |
47,61 |
Salatalık |
2,02 |
2,31 |
14,71 |
Kuru incir |
25,46 |
28,41 |
11,60 |
Kabak |
2,16 |
2,40 |
11,00 |
Domates |
2,36 |
2,56 |
8,58 |
Kuru kayısı |
29,90 |
32,28 |
7,97 |
Antep fıstığı |
59,97 |
62,86 |
4,83 |
Toz şeker |
4,19 |
4,38 |
4,42 |
Nohut |
10,77 |
11,21 |
4,12 |
Ayçiçek yağı |
7,79 |
8,11 |
4,10 |
Süt (litre) |
4,01 |
4,14 |
3,16 |
Kuzu eti |
52,10 |
53,65 |
2,98 |
Patates |
1,67 |
1,71 |
2,23 |
Pirinç |
5,77 |
5,84 |
1,24 |
Yeşil fasulye |
5,06 |
5,11 |
1,00 |
Yeşil mercimek |
7,90 |
7,94 |
0,49 |
Yumurta |
0,40 |
0,40 |
0,00 |
Maydanoz (adet) |
1,10 |
1,10 |
0,00 |
Elma |
3,76 |
3,76 |
0,00 |
Mısırözü yağı |
8,37 |
8,37 |
0,00 |
Zeytinyağı |
27,59 |
27,42 |
-0,62 |
Patlıcan |
2,30 |
2,28 |
-0,66 |
Kuru üzüm |
12,26 |
11,97 |
-2,43 |
Havuç |
2,20 |
2,13 |
-3,26 |
Dana eti |
42,02 |
40,52 |
-3,59 |
Kırmızı mercimek |
6,48 |
6,13 |
-5,30 |
Kuru soğan |
1,47 |
1,37 |
-7,18 |
Fındık (iç) |
49,20 |
45,42 |
-7,68 |
Marul (adet) |
2,28 |
2,10 |
-7,92 |
Tavuk eti |
8,07 |
7,24 |
-10,19 |
Kuru fasulye |
9,70 |
8,62 |
-11,14 |
Yeşil soğan (kg) |
5,02 |
4,40 |
-12,47 |
Limon |
6,57 |
5,51 |
-16,14 |
Üretici |
25 Ağustos 2017 |
3 Ekim 2017 |
3 Ekim 2017/ 25 Ağustos 2017 |
Ürünler |
Ay Sonu Üretici Fiyatı (TL/Kg) |
Ay Sonu Üretici Fiyatı (TL/Kg) |
Değişim (Yüzde) |
Elma |
0,67 |
1,07 |
59,70 |
Pirinç |
2,40 |
3,20 |
33,33 |
Kuru kayısı |
6,00 |
8,00 |
33,33 |
Kuru incir |
9,00 |
12,00 |
33,33 |
Kabak |
0,68 |
0,85 |
24,05 |
Sivri Biber |
0,95 |
1,16 |
21,92 |
Nohut |
6,39 |
7,36 |
15,18 |
Salatalık |
0,61 |
0,71 |
14,95 |
Fındık (iç) |
17,00 |
19,16 |
12,71 |
Kuru üzüm |
3,75 |
4,00 |
6,67 |
Yeşil fasulye |
1,89 |
2,00 |
5,69 |
Patates |
0,58 |
0,60 |
2,86 |
Patlıcan |
0,78 |
0,80 |
2,56 |
Yeşil mercimek |
3,21 |
3,25 |
1,25 |
Yumurta |
0,24 |
0,24 |
0,00 |
Havuç |
0,82 |
0,82 |
0,00 |
Maydanoz (adet) |
0,34 |
0,34 |
0,00 |
Antep fıstığı |
29,50 |
29,50 |
0,00 |
Süt (litre) |
1,14 |
1,14 |
0,00 |
Zeytinyağı |
13,00 |
13,00 |
0,00 |
Dana eti |
27,95 |
27,47 |
-1,72 |
Kuzu eti |
34,93 |
33,62 |
-3,75 |
Domates |
0,69 |
0,66 |
-5,53 |
Marul (adet) |
0,78 |
0,73 |
-5,69 |
Kırmızı mercimek |
2,15 |
2,01 |
-6,51 |
Kuru fasulye |
4,08 |
3,12 |
-23,53 |
Kuru soğan |
0,58 |
0,43 |
-26,09 |
Limon |
2,25 |
1,65 |
-26,50 |
Yeşil soğan (kg) |
2,08 |
1,48 |
-28,85 |