Türkiye Ziraat Odaları Birliği

Vatan Hürriyet Ekmek

ZOBİS
ZOBİS
Türkiye Ziraat Odaları Birliği > Haberler > “Kudüs sahipsiz değildir”

“Kudüs sahipsiz değildir”

-“Kudüs sahipsiz değildir”

-TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’ın katıldığı ortak basın toplantısında, Türkiye-AB KİK Türkiye Kanadı üyeleri, ABD Başkanı’nın Kudüs’ün statüsüne yönelik aldığı kararın Kudüs’ün tarihi statüsüne aykırı, sorumsuzca atılmış yanlış bir adım olduğunu vurguladılar

-Açıklamadan;

-“Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid’-i Aksa ve Kudüs, 1,5 milyar nüfuslu İslam toplumu için mukaddestir, vazgeçilemez bir mekândır”

-“Bu karar, tüm İslam âlemine karşı saygısızca bir tutum, açık bir provokasyondur”

-“Filistin sorununun çözümüne ve Ortadoğu barış sürecine indirilmiş ağır bir darbedir. Bizler bu kararı açık şekilde reddediyor, yok hükmünde görüyoruz”

-“Kudüs’ün siyasi statüsü ve geleceği ile ilgili uluslararası kararlar varken, bu hukuksuz kararın alınması Kudüs’e ihanettir, huzur ve barışa ihanettir, insanlığa ihanettir”

 

Ankara – 09.12.2017 - Türkiye’nin sivil toplumunu temsil eden Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi (KİK) Türkiye kanadı üyeleri, Kudüs ile ilgili ortak açıklama yaptılar.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’ın katıldığı ortak basın toplantısında, KİK Türkiye Kanadı üyeleri, ABD Başkanı’nın Kudüs’ün statüsüne yönelik aldığı kararın Kudüs’ün tarihi statüsüne aykırı, sorumsuzca atılmış yanlış bir adım olduğunu vurguladılar.

Ortak açıklama metni şöyle:


“KUDÜS SAHİPSİZ DEĞİLDİR

Değerli Basın Mensupları,

Türkiye’nin sivil toplumunu temsil eden; Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi Türkiye kanadı üyeleri;

HAK- İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ),

Memur Sendikaları Konfederasyonu (MEMUR-SEN),

Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK),

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ),

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK),

Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu (Türkiye KAMU-SEN),

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB),

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) olarak buradayız.

ABD Başkanı’nın Kudüs’ün statüsüne yönelik aldığı karar, Kudüs’ün tarihi statüsüne aykırı, sorumsuzca atılmış, yanlış bir adımdır.

Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid’-i Aksa ve Kudüs, 1,5 milyar nüfuslu İslam toplumu için mukaddestir, vazgeçilemez bir mekândır.

Dolayısıyla bu karar, tüm İslam âlemine karşı saygısızca bir tutum, açık bir provokasyondur.

Filistin sorununun çözümüne ve Ortadoğu barış sürecine indirilmiş ağır bir darbedir.

Bizler bu kararı açık şekilde reddediyor, yok hükmünde görüyoruz.

Kudüs'ün statüsüyle ilgili bağlayıcı nitelikli Birleşmiş Milletler kararlarına aykırı bu tutum, uluslararası hukukun ve diplomasinin de ihlalidir.

Bu adımı atmak isteyenler iyi bilmelidir ki, bu karar hiç kimsenin menfaatine değildir. Kudüs sahipsiz değildir.

Hz. Muhammed’in, Hz. İsa’nın ve Hz. Musa’nın ayak izini taşıyan Kudüs, 3 semavi dinin de kutsal şehridir.

Bu kimliğiyle asırlar boyunca bir arada yaşamanın simgesi, insanlığın ortak değeridir.

Bu nedenle Kudüs, sadece bölgesel değil, küresel dengeleri barındıran, üzerinde siyaset yapılmaması gereken, son derece hassas bir konudur.

ABD yönetiminin bu kararı, Kudüs’ün evrensel kimliğinin yok edilmesine ve Kudüs’ün tahakküm altına girmesine zemin hazırlayacaktır.

Hiç kimsenin, kişisel hevesleri veya politik çıkarları uğruna, milyarlarca insanın kaderiyle oynamaya hakkı yoktur.

Kudüs’ün siyasi statüsü ve geleceği ile ilgili uluslararası kararlar varken, bu hukuksuz kararın alınması Kudüs’e ihanettir, huzur ve barışa ihanettir, insanlığa ihanettir.

Bu karar, küresel güvenliği tehlikeye düşürecek, bölgedeki hassas dengeleri ve istikrarı bozacak, yeni çatışmalara ve provokasyonlara neden olabilecek çok tehlikeli bir adımdır.

Bu nedenle sadece İslam âlemi değil, Hristiyan ve Musevi toplumları da insani değerlere sahip çıkarak, bu karara karşı net ve ortak bir tavır ortaya koymalıdır.

Ortadoğu’da yeni çatışma alanları oluşturmaktan ve bölgeyi ateşe atmaktan başka hiçbir amaca hizmet etmeyen bu kararı kesin bir dille kınıyoruz.

İnsani değerlere, hukuka ve özgürlüğe değer veren bütün sivil toplumu ve uluslararası muhataplarımızı bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz.

Hepinizi saygıyla selamlıyoruz.”