“Çiftçilerimiz bin bir emekle ürettiği
ürününü pazarlayamıyor”
ANKARA- 10.08.2024- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, biber,
kabak, karpuz, fıstık, badem ve domatesteki fiyat düşüşleri ve pazarlama
sorunları hakkında görüntülü basın açıklaması yaptı.
“Türkiye
Ziraat Odaları Birliği olarak kuruluşumuzdan bu yana ülkemiz genelinde 755
Ziraat Odası aracılığıyla çiftçilerimizin yaşadığı sorunları gündeme getiriyor,
çiftçilerimizin sorunlarına çözüm olmak için onların sesi olmaya çalışıyoruz.” diyen Bayraktar,
açıklamasını şöyle sürdürdü;
“Çiftçilerimiz, her geçen
gün artmaya devam eden girdi, lojistik, işçilik gibi üretim maliyetlerine ek
olarak değişen iklim koşulları nedeniyle aşırı
sıcaklık, şiddetli yağış, dolu, fırtına, don gibi doğal afetlere artık çok daha
fazla maruz kalıyor.
Ancak
fedakâr çiftçilerimiz, tüm bu olumsuz koşullara rağmen bu yıl da üzerine düşeni
yaptı ve üretmeye devam etti.
Ağustos ayı itibarıyla birçok tarımsal üründe
hasat devam ediyor. Ancak görüyoruz ki çiftçilerimiz bin bir emekle ürettiği
ürününü pazarlayamıyor. Düşük kalan üretici fiyatları üreticilerimizin belini
büküyor. Bugün birçok tarımsal üründe üretilen ürün ya maliyetine ya da daha
düşük fiyata tarladan çıkarken pazarda ve markette katlanmış bir fiyatla
karşımıza çıkıyor.”
“Biber, kabak, karpuz, fıstık, badem ve
domatesteki fiyat düşüşleri üreticimizi mağdur ediyor, üreticimize de tüketicimize de yazık
olacak”
“Üreticilerimiz,
üretimden pazarlamaya, fiyat oluşumuna kadar pek çok sorunla karşı karşıya
kalıyor. Bu sezon biber, kabak, karpuz, fıstık, badem ve domatesteki fiyat
düşüşleri de üreticimizi mağdur ediyor.
Bu durum hayra alamet değildir. Fiyatı
düşen ürünler yüzünden üreticilerimiz üretimden vazgeçecek. Önümüzdeki sezon
tüketicilerimiz bu ürünleri pahalı yiyecektir.
Bu sürdürülebilir bir durum değildir.
Aklımızı başımıza alıp bu ülkede üretimi sürdürülebilir hale getiremezsek
üreticimize de tüketicimize de yazık olacaktır.
Ülkemizde geçen yıl 3 milyon ton biber
üretildi. Üretilen biberin yüzde 52’sini kapya biber, yüzde 30’unu sivri biber, yüzde 13’ünü dolmalık biber ve
yüzde 5’ini çarliston biber oluşturdu. Ülkemizin biber üretimi yıllar
itibarıyla artmaya devam ediyor. 2010 yılında 1,9 milyon ton olan biber üretimi
2023 yılında yüzde 55 oranında artarak 3 milyon tona çıktı. Fakat üretimde
böylesine bir artış yaşanırken tüketimde aynı oranda artış görülmüyor. Ortaya
çıkan bu arz fazlalığı ve talebin artmaması biberde üretici fiyatının düşmesine
sebep oldu.
Silifke’nin yayla bölgelerindeki köylerde
üretilen sakız kabak geçmiş yıllarda ihraç edilirken, bölgede yaşanan savaş
nedeniyle ihracat durdu ve üretilen kabaklar çiftçilerimizin elinde kaldı.
İhraç edilemeyen kabak iç piyasaya da
pazarlanamıyor. Nakliye maliyetlerinin yüksek olması ve kabakta kar marjının
düşük olmasından dolayı tüccarlar kabak alımına yanaşmıyor. Kabak,
olgunlaştıktan sonra 1 hafta içinde kesilmediği takdirde özelliğini
kaybettiğinden üreticilerimiz kabaklarını hayvanlara yem olarak vermek zorunda
kalıyor.
Karpuzda
arzın yüksek talebin ise düşük seyretmesi fiyatları düşürdü. Diğer taraftan
tüketimin yeteri kadar olmaması tüccarın alım yapmak istememesine neden oluyor.
Benzer durum kavun fiyatlarında da görülmekte olup kavun fiyatları 6 ila 8
lira, karpuz fiyatları Antalya bölgesinde 4 ila 7 lira arasında seyrediyor.
Ancak diğer bölgelerde yukarıda bahsedilen nedenlerden dolayı karpuz fiyatı 3
liraya kadar düştü.
Antep
fıstığında bu yıl yüksek rekolteye bağlı arzdaki artışla birlikte fiyatlar
geriledi. Hali hazırda piyasada alıcılar, ucuz fiyatla aldıkları Antep
fıstığını stok yapıyor. Ürün arzının bitmesiyle birlikte yaptıkları bu stoku
yüksek fiyatla piyasaya sürerek haksız kazanç sağlamanın peşindeler. Fiyatların
daha fazla düşmesinin önüne geçmek için Toprak Mahsulleri Ofisi devreye girmeli,
ihracat kanalları zorlanmalıdır.
Üretici geçen yıl 16 kuruş seviyelerinde olan
badem randıman fiyatının bu sezon 30 kuruştan işlem görmesini istiyor.
Üreticilerimiz üretim aşamasında bankalardan kredi kullandı, girdileri vadeli
almak zorunda kaldı. Hasatla birlikte bu borçların ödeme zamanı geldi. Ancak
bademe düşük fiyat verilmesi halinde, üreticilerimiz borcunu ödemekte
zorlanacaktır. Zaten geçtiğimiz yıl yeterli gelir elde edemeyen kimi
üreticilerimiz bahçesini söktü. Sadece Kâhta ilçesinde 2 bin dekar badem
bahçesi söküldü. Pazarlama sorunu çözülmediği sürece bahçe sökümü
hızlanacaktır. Tarım Kredi Kooperatifi badem alım fiyatını belirlerken artan
girdi fiyatlarını göz önünde bulundurmalıdır.
Odalarımızdan
aldığımız bilgilere göre salçalık domateste üretim alanları arttı, bu durum
üretici fiyatlarının gerilemesine sebep oldu. Buna ek olarak geçtiğimiz sezonlarda
salça ihracatına getirilen kısıtlamalar nedeniyle salça fabrikalarıyla sorun
yaşayan çiftçilerimizin mağduriyeti, bu sezon yasak kaldırılmış olmasına rağmen
devam ediyor. Fabrikalar bir yandan daha az sayıda üreticiyle sözleşme yaparken
diğer yandan sözleşme yaptığı üreticilere yüksek fire oranları çıkararak
üreticilerimizi mağdur ediyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı, sözleşmeli üretim
için tip sözleşmeler oluşturdu ve sözleşmeli üretimi düzenleyici tedbirler aldı.
Ancak fabrikalar, hem alıcının hem de satıcının hakkını gözeten bu sözleşmeleri
kullanmaktan kaçınıyor. Bunun yerine kendi hazırlamış oldukları ve kendi
lehlerine olan sözleşmeleri üreticiye dayatıyor. Bu durum fabrikalara sözleşmeden cayma fırsatını veriyor.
İlgili Bakanlıklar bu konuda gereğini yaparak çiftçi mağduriyetlerini
önlemelidir.”
“Ülkemizde
tarım sektörü için etkin bir pazarlama sistemi kurulmalıdır”
“Tarım sektöründe özelikle son dönemde yaş sebze
ve meyvede yaşanan sıkıntıların ana nedeni hala güncel bir hal yasasının
olmayışıdır.
Ülkemiz tüm bölgelerinde uygun iklim ve ekolojik
koşulların yanı sıra geniş tarım arazilerine sahiptir. Topraklarımız hemen
hemen tüm tarımsal ürünlerin üretimine imkân vermesine rağmen, yaşanan ekonomik
sıkıntılar üretimi sekteye uğratıyor. Tarlada 5-10 liraya satılan ürünün
markette 4-5 kat fazlaya satılması kabul edilemez.
Ülkemizde tarım sektörü için etkin bir pazarlama
sistemi ve organizasyonun kurulamamış olması, mevcut sistemin ise aracılar
tarafından kontrol ediliyor olması, ürün kayıplarına neden oluyor. Diğer
taraftan bu durum üretici-tüketici niteliğindeki geniş toplum kesimlerinin
çıkarlarını olumsuz etkiliyor.
Üretimde meydana gelen dalgalanmalar ürün
fiyatlarını doğrudan etkilerken, ihracatta yaşanan sorunlar da üreticilerimize
yansıyor. Hasat döneminde çok miktarda ürünün pazara çıkması, depolama
olanaklarının yetersizliği, üreticilerimizin içinde bulunduğu finansman
olanaklarının yetersizliği, hasat döneminde fiyatların düşmesine ve
üreticilerimizin önemli miktarlarda gelir kaybına uğramasına neden oluyor.
Ülkemiz gündeminde olan planlı üretimin etkin
bir şekilde uygulamaya konulması ve hal yasasının bir an önce çıkarılmasının ne
kadar elzem olduğu ortadadır.
Ülkemizin içinde bulunduğu yüksek enflasyon ve
faiz sarmalının sebebi üreticilerimiz değildir. Her defasında hedef tahtası
olarak gösterilen üreticilerimiz üretmek ve kazançları ile yaşamlarını devam
ettirmenin derdindedir.
Biz ülkemiz üreticileri ve TZOB olarak tarımın
kalkınması ve ilerlemesi için her türlü desteği vermeye hazırız.”