Bayraktar; “Her yıl önemli miktarda toprağın kaybolup gitmesine neden olan erozyon, ülkemiz topraklarının en önemli sorunlarındandır. Birliğimiz bu konuda imkanları ölçüsünde gayret göstermektedir. 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Gününde Orman ve Su İşleri Bakanlığımız ile Ağaçlandırma Seferberliği Protokolü imzaladık. Bu protokol çerçevesinde Birliğimiz üyesi 5,5 milyon çiftçimizi ağaçlandırma seferberliğine dahil ediyoruz. Bunun toprak ve su kaynaklarımız üzerinde olumlu etkisinin olacağına inanıyoruz” dedi.
Tarım alanlarındaki artışın başlangıçta olumlu gözükmesine karşın, orman ve mera alanlarının tarıma açılmasının bazı olumsuzlukları da beraberinde getirdiğine dikkat çeken Bayraktar; “Her yıl önemli miktarda toprağın kaybolup gitmesine neden olan erozyon, ülkemiz topraklarının en önemli sorunlarındandır” dedi.
Erozyon uzun yıllar sonucu oluşmuş verimli topraklarımızın kısa sürede elden çıkmasına neden olduğunu vurgulayan TZOB Genel Başkanı Bayraktar, çalıştayda yaptığı konuşmasını şöyle sürdürdü;
“Dünyada kuraklık ve çölleşmeye bağlı olarak tarımsal ürün kaybı yılda yaklaşık 42 milyar dolara ulaşmaktadır. Çölleşme ile mücadele için ise yılda 2,4 milyar dolar harcanmaktadır.
Birliğimiz bu konuda imkanları ölçüsünde gayret göstermektedir. 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Gününde Orman ve Su İşleri Bakanlığımız ile Ağaçlandırma Seferberliği Protokolü imzaladık. Bu protokol çerçevesinde Birliğimiz üyesi 5,5 milyon çiftçimizi ağaçlandırma seferberliğine dahil ediyoruz. Bunun toprak ve su kaynaklarımız üzerinde olumlu etkisinin olacağına inanıyoruz.
Erozyonun en önemli sebeplerinden biri de toprağın taşınmasına ve dolayısıyla kaybolmasına sebebiyet veren vahşi sulama da dediğimiz salma sulama metodudur. Erozyon yanında toprağın yapısını da bozan bu sulama metodunu uygulamadan kaldırmak amacıyla Bakanlığımızın basınçlı sulama projelerine verdiği desteği takdirle karşılıyoruz. Bu desteklerin artarak sürdürülmesini bekliyoruz. Diğer yandan Orman ve Su İşleri Bakanlığımızın “bin günde bin gölet” projesini çok önemsiyoruz ve GAP, DAP, KAP gibi sulama projelerinin de en kısa zamanda tamamlanmasını bekliyoruz.
Ülkemizde her yıl binlerce dekar verimli birinci ve ikinci sınıf tarım arazisi, konut, sanayi ve turizm yapılaşmaları nedeniyle elden çıkmaktadır. Karayollarını ve şehirlerin gelişimini projelendirirken, verimli tarım arazileri yerine tarıma elverişli olmayan, daha verimsiz arazilerin kullanılmasına özen gösterilmelidir.
Tarım alanlarının amaç dışı kullanılması özellikle en verimli ovalarımızın sanayi bölgelerine dönüştürülmesi şeklinde kendini göstermektedir. Onlarca yıldır süregelen bu tür uygulamalar sonucunda Trakya, Çukurova, Bursa, Kocaeli, Sakarya, Gediz, Menemen, Salihli, Kemalpaşa, Tarsus ve Düzce gibi verimli tarım alanlarımızın büyük bölümü bugün sanayileşmenin baskısı altındadır. Verimli ovalarımızın korunması konusunda hassasiyet gösterilmesi gerekmektedir.
Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu 19 Temmuz 2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Söz konusu Kanunu, tarım topraklarının tarım dışı amaçlarla kullanılmasını engellemek açısından önemli buluyoruz.
Diğer sektörlerin de gelişmesini engellememek amacıyla söz konusu Kanuna konulan maddelerin uygulanmasında, “bu Kanunun verimli tarım toraklarının korunması amacıyla yürürlüğe konulduğunun” gözardı edilmeyerek uygulanması; zaruri hallerde, öncelikle verimsiz marjinal arazilerin tarım dışı amaçlarlarla kullanılmasına özen gösterilmelidir.
Bakanlığımızın arazi toplulaştırma çalışmalarının hızlandırılarak sürdürülmesini önemsiyoruz. Daha önce de her platformda ifade ettiğimiz gibi, Bakanlığımızın Miras Hukuku konusundaki yasal düzenlemelerinin de arkasında olduğumuzu ve kuvvetle desteklediğimizi belirtiyor ve bu çalışmaların bir an önce tamamlanmasını arzu ediyoruz.
Toprak ve su kaynaklarının korunması ve geliştirilmesi insan yaşamının sürekliliği açısından hayati öneme sahiptir. Bu nedenle, yukarıda bahsedilen tedbirlere ilave olarak aşağıdaki tedbirlerin de alınmasını zaruri görüyoruz:
• Bilinçsiz ve aşırı gübre ve pestisit kullanımının önlenmesi, bu amaçla çiftçilerin eğitimi,
• Ayrıntılı toprak etütleri tamamlanmalı, ülke bazında arazi kullanım planı yapılmalıdır,
• Tarım alanlarının korunması esasından hareketle turizm, sanayi ve yerleşim gelişim alanları belirlenmelidir,
• Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu ve Tüzüğü tavizsiz ve kararlı bir biçimde uygulanmalı, Toprak Koruma Kurullarında üye sayıları yeniden düzenlenmeli, çiftçi kuruluşları ile tarım ve çevreyle ilgili sivil toplum örgütlerinin etkinliği artırılmalıdır,
• Devamlı kontrol ve denetim yanında müeyyidelerin artırılmasıyla tarım arazileri üzerinde kaçak yapılaşma kesinlikle önlenmelidir,
• Tuzluluk ve çoraklaşmaya neden olan bilinçsiz sulama, yanlış toprak ve bitki yönetiminin önlenmesi için çiftçi eğitimine daha fazla önem verilmelidir.
“Toprağı besleyecek sistemleri inşa etmemiz gerekiyor''
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Toprak Bayramı Çalıştayında yaptığı konuşmada; tarım arazilerinin bölünmesine ilişkin, ''Sivil toplum kuruluşlarına, meslek kuruluşlarına, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına çağrım, eğer bizim çocuklarımız, torunlarımız, bu vatan üzerinde ileride tarım yapacaksa mutlaka bu sorunun çözülmesi lazım. Bu sorun çözülmeden biz gelecekte verimli bir tarımsal faaliyet yapamayız'' dedi.
Eker, Bakanlık'ta düzenlenen Toprak Bayramı Çalıştayı'nın açılışında yaptığı konuşmada, 1945 yılında Toprak Bayramı Kanunu'nun çıkarıldığını ancak bu kanunu kendisinin çok geç öğrendiğini söyledi.
Bakan Eker, ''Ekolojik dengeyi muhafaza ederek, hayat kaynağımıza zarar vermeden, onunla barış içinde yaşamamızı sürdürme imkanımız da var. Bunu bilgiyle donatmak, bunun uygulamasını yapmak da yine bizim elimizde'' ifadelerini kullandı.
Bakan Eker, bu bilinçten hareketle 2005'te Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu'nu çıkardıklarını, bu kanunla amaç dışı kullanılmasına izin verilmeyen arazi miktarının 400 bin hektar olduğunu bildirdi.
Türkiye'de tarım arazilerinin miras yoluyla bölünmesinin önlenmesi ve toplulaştırma çalışmaları hakkında bilgi veren Eker, şu anda Türkiye'de 20 dekarın altında arazinin bölünemediğini ifade etti. Bakan Eker, ''Bu çok büyük bir adım ama yeterli değil. Bundan sonraki adım mutlaka Medeni Kanun'da miras hukukunda diğer ilgili kanunlarda düzenleme yapılması gerekiyor'' dedi.
Tarım arazilerinin bölünmesinin önüne geçilmesinin önemine değinen Eker, ''Sivil toplum kuruluşları, meslek kuruluşlarına, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına çağrım, eğer bizim çocuklarımız, torunlarımız, bu vatan üzerinde ileride tarım yapacaksa mutlaka bu sorunun çözülmesi lazım. Bu sorun çözülmeden biz gelecekte verimli bir tarımsal faaliyet yapamayız'' diye konuştu.
Toprağı yeni işleme tekniklerinin geliştirilmesi ve sulama tekniklerine yönelik yaptıkları çalışmalar hakkında da bilgi veren Bakan Eker, ''Çalıştayla Türkiye'de toprakla ilgili farkındalık yaratmayı, kamu bilincini harekete geçirmeyi ve bundan sonra en azından bu meselenin bir hafta süreyle çeşitli şekillerde konuşulmasını, zihinlerde soru yaratılmasını, bu hazinenin değerinin ne olduğunun bilinmesini hedefliyoruz'' dedi.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mendi Eker, TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığında düzenlenen Toprak Bayramı Çalıştayı'nın açılış törenine katıldı. Çalıştaya, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Ahmet Çolak, TEMA Vakfı Genel Müdürü Serdar Sarıgül katıldı.