-TZOB'DAN İSRAİL MALLARINA BOYKOT
-TZOB GENEL BAŞKANI BAYRAKTAR:
-''İSRAİL'İN MALLARINI BOYKOT EDİYORUZ, KULLANMAK İSTEMİYORUZ''
-''İSRAİL ÖZÜR DİLEMEDİĞİ, TAZMİNAT ÖDEMEDİĞİ VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE BARIŞMADIĞI MÜDDETÇE BİZ BU BOYKOTUMUZA DEVAM EDECEĞİZ''
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, TZOB ve Türk çiftçisi olarak İsrail mallarını boykot kararı aldıklarını açıkladı.
TZOB Ege Bölge Toplantısı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker'in de katıldığı bir törenle Manisa'da başladı.TZOB Başkanı, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, Mavi Marmara gemisine yönelik saldırı ve yaşanan gelişmeler nedeniyle Türkiye'nin, İsrail'e yönelik tavrını desteklerini belirterek, TZOB ve Türk çiftçisi olarak İsrail mallarını boykot ettiklerini açıkladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin, İsrail konusundaki tavrını doğru bulduklarını ve desteklediklerini ifade eden Bayraktar, şöyle konuştu:
''İsrail'in mallarını boykot ediyoruz, kullanmak istemiyoruz. İsrail özür dilemediği, tazminat ödemediği ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile barışmadığı müddetçe biz bu boykotumuza devam edeceğiz.
Ancak sadece çiftçinin boykot etmesi yeterli olmaz. Bu işin ithalatını, ihracatını yapanlar var, onlar da buna uymalı. Bize İsrail tohumu vermesinler, İsrail malı satmasınlar. Herkes kaderini yaşayacak. Bu ülke de, İsrail de kaderini yaşayacak. Bu şımarık ülkenin hakkından Türkiye gelecektir, bundan emin olun.'”
Konuşmasında, Ziraat Odalarının ve TZOB'un son yıllarda idari ve mali yönden güçlendiğini anlatan Bayraktar, kaynakların Odalar tarafından hizmete dönüştürüldüğünü söyledi. Paranın nasıl ve nerede kullanılacağının önemli olduğunu, çiftçinin hizmet beklediği için para verdiğini kaydeden Bayraktar, Ziraat odaları yöneticilerinden. çiftçinin alın terini temsil eden bu parayı doğru yerlerde kullanmalarını istedi. Bayraktar, ''Her şeyi devletten beklemenin artık bittiğini'' kendilerinin de üzerlerine düşenleri yapması gerektiğini ifade etti.
Çiftçi Kayıt Sistemi gibi, Bakanlık tarafından yürütülen bazı görevleri üstlenmek istediklerini, bunun için TZOB'un hazır olması gerektiğini anlatan Bayraktar, altyapının hızlı şekilde hazırlanması için eğitim faaliyetlerinin büyük önem verdiklerini anlattı
AB projelerine değinen Bayraktar, birlik mensuplarından daha fazla proje üretmelerini ve AB fonlarından daha fazla yararlanılmasını istedi.
-DÜNYA GIDA FİYATLARINDAKİ ARTIŞ FIRSATA DÖNÜŞTÜRÜLMELİ-
Dünyada gıda fiyatlarının artması konusuna değinen Bayraktar, bunun fırsata dönüştürülmesi gerektiğini, bunun verimlilik kalite ve standartla sağlanacağını, bu yapılamadığı takdirde çiftçinin ve ülkenin zengin edilemeyeceğini söyledi.
Bayraktar, sektördeki maliyet sorununun yapısal sorunlardan kaynaklandığını, bu sorunlar çözülmeden maliyet sorunun çözülemeyeceğini belirtti. TZOB Başkanı, toplantıya katılan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker'den arazi bölünmesi sorununun önüne geçilmesini, sulama yatırımlarının bitirilmesini de istedi. Bayraktar, çiftçi refahı artırıldığında ''ailelerin çiftçi çocuklarına kız vermek için yarışacağını'' söyledi.
Bayraktar, Tarım Bakanlığı liderliğinde bir ortak akıl oluşturulması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Vali Halil İbrahim Daşöz de konuşmasında, kendisinin de çiftçi ailesinin çocuğu olduğunu ve tarımsal üretimi bildiğini ifade ederek, Türkiye'nin lokomotif sektörleri arasında yer alan tarımın geliştirilmesi için yapılan çalışmaların önemini dile getirdi.
-GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI EKER'İN SÖZLERİ-
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker de Bölge Toplantısında yaptığı konuşmada, bu dönemde, tarım arazilerinin miras yoluyla bölünmesine izin veren kanuni düzenlemenin değiştirileceğini, bundan sonraki süreçte miras yoluyla arazi bölünmesinin kesinlikle önüne geçileceğini kaydetti.
Son 8-9 yılda temel meselelerin hepsine dokunduklarını, tarımla ilgili 14 kanun çıkardıklarını, ''tarım ülkesi'' denilen ancak bir tarım kanunu olmayan Türkiye'de Tarım Kanununu çıkardıklarını anlattı. Bundan 9 yıl önce Türk çiftçisinin 23 milyar dolarlık tarım hasılası elde ettiğini, bu tarımsal hasıla ile dünya ülkeleri arasında 11. sırada olduğunu kaydeden Eker, Türkiye'nin tarımsal milli gelirinin 62 milyar dolara çıktığını, bu hasıla ile son raporlara göre dünya ülkeleri arasında 6. sıraya yükseldiğini kaydetti. Eker, gıda ürünleri ihracatının da arttığını belirtti.
Bakan Eker, Türk çiftçisinin bu başarıyı, verimliliğin artması, yeni destekleme politikaları, yeni stratejiler sayesinde sağlandığını kaydetti.
Eleştiriye açık olduklarını ancak başarılarının örtülmeye çalışıldığını, yanlış enformasyonla toplumun zihnini bulandırmaya çalışanlar olduğunu belirten Eker, Türk çiftçisinin bu duruma fırsat vermemesi gerektiğini söyledi.
Türkiye'de 42 yılda sadece 450 bin hektar alanda toplulaştırma yapıldığını, 2002'den bugüne ise 2 milyon 100 bin hektarda, GAP bölgesi dahil edildiğinde ise 3 milyon hektarda toplulaştırma olduğunu anlatan Eker, ''Bunun önemli kısmı bitti. 2012 itibariyle 8 yılda, 3 milyon hektar alan toplulaştırılmış olacak. 61. Hükümet programında eylem programında şöyle bir hüküm var, KOP'taki bütün iller ile DAP kapsamındaki 16 ildeki tarım arazilerinin tamamı bu hükümet döneminde toplulaştırılacak'' diye konuştu.
Eker, diğer arazilerin toplulaştırmasıyla ilgili projelerin, çalışmaların yapıldığını, kaynak temin edilmesi halinde buralarda da toplulaştırma çalışmasının tamamlanacağını bildirdi.
Bakan Eker, KOP, GAP, DAP başta olmak üzere Türkiye'nin diğer bölgelerindeki tüm sulama projelerinin de tamamlanmasının bu dönemdeki hedeflerinden olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin tarımla ilgili altyapı meselelerini kadastro başta olmak üzere çözmekte geciktiğini dile getiren Eker, mülkiyetin kime ait olduğu belirsiz, çok parçalı hale gelmiş işletme yapısında verimli üretim yapılamayacağını vurguladı.
''Tohumculukta kimseye bağımlı değiliz'' diyen Eker, bu konuda kafa karıştıran şeyler söylendiğini, haksızlık yapıldığını söyledi. Ankara'da dünyanın 3. büyük tohum gen bankasının kurulduğunu, burada Türkiye coğrafyasında yetiştirilen, doğal olarak bulunan tohumların tamamının örnekleri olduğunu anlatan Eker, ''Sürekli yeni teknolojilerle yeni tohumlar, yeni çeşitler geliştiriliyor. Üretici artık pazar için üretim yapıyor. Büyük ölçekli, pazara dönük üretim yapıyor. Bu, Türkiye'de tohum üretilmediğini, dışa bağımlı olduğunu göstermez. Kafa karışıklığına yol açacak şeyler söylüyorlar. Hibrit ürünlerle ilgili kısır ya GDO'lu diyorlar. Bu ürünler, doğal yollarla imal edilmiş ürünlerdir'' diye konuştu.
Et ve sütle ilgili müdahale kurumu oluşturulması konusuna da değinen Eker, et ve sütle ilgili müdahale kurumu oluşturacaklarını, özellikle süt fiyatlarının mevsimsel dalgalanmalarından çiftçilerin olumsuz etkilenmemesi için çalışma yürüttüklerini söyledi.
Yeryüzünde yaşanan açlığa da dikati çeken, Afrika'da çocuklar ve kadınların açlıktan yaşamını yitirdiğini dile getiren Eker, bunda, gıda maddelerinin enerji üretiminde ve bioyakıt olarak kullanılması ile dünya piyasasına etki eden ve pazarlarını korumaya çalışan spekülatör kişi ve devletlerin rolü olduğunu anlattı.
Bakan Eker, Ziraat Odaları Birliğinin ve üyesi olan çiftçilerin daha çok katkısını almaları gerektiğini, çabalarının tarım sektörünün daha iyi bir noktaya gelmesine yönelik olduğunu söyledi. Bakan Eker, üretim faaliyeti yapan 5 milyon çiftçinin hayat standardını yükseltmek ve bu faaliyetin sürdürülebilir kılınması için de gayret gösterdiklerini kaydetti.
Odaların çiftçiyle ilgili birtakım faaliyetleri yerine getirmesini kendilerinin de istediğini anlatan Eker, ziraat odalarının eğitim, donanım ve diğer altyapı eksiklerinin tamamlanması gerektiğini, bu süreci desteklemeye hazır olduklarını ifade etti.
-İL BAŞKANLARI SORUNLARINI ANLATTI-
Ege Bölgesi il Ziraat Odaları başkanlarının dile getirdiği sorunları da dinleyen Eker, sera ve tarım alanlarında kullanılan elektrik enerjisinin pahalı olduğunu, fiyatları aşağı çekmek için ilgili birimlerle görüşeceklerini söyledi.
''Sera ve hayvancılıkta kullanılan elektriğin kilowatsaati 31,5 kuruş. Konutlardan 8,5 kuruş yüksek maliyet var'' diyen Eker, hayvancılık ve seralardaki elektrik kullanımının ticarethane gibi fiyatlandırıldığını, bunun bir üretim faaliyeti olduğunu, ticarethane gibi değerlendirilmemesi gerektiğini kaydetti.
“Gübre ve mazottaki fiyat artışları konusundaki sorular üzerine Eker, gübre ve mazotta vergilerin düşürülmesinin önceden beri konuşulan bir konu olduğunu söyledi. Eker, ''Maalesef Türkiye'de insanlar pek vergi verme eğiliminde değil. Basit bir hesap yaptırdım. Gübreyle ilgili yüzde 18 gümrük vergisi yüzde 8'e düşse 300 milyon dolarlık vergi kaybı söz konusu'' dedi.
Vergi oranının yüzde 10 düşürülmesi gibi bir durumda, bunun aynı şekilde tüketiciye yansımayacağına yönelik bilgi geldiğini belirten Eker, ''İlave kaynak yaratma ve çiftçinin yükünü hafifletme gayretindeyiz. Gübre ile ilgili bu yönde çalışmamız var'' dedi.
-''TÜRKİYE PAMUKTAN VAZGEÇMEMELİ''-
Pamuk desteğinin artırılması konusunda Eker, yağlı tohumlu bitkilere yüksek destek verdiklerini söyledi. ''Türkiye pamuktan vazgeçmemeli'' diyen Eker, pamuğun katma değerinin çok yüksek olduğunu, ham pamuğa işlenip bir tekstil ürünü haline gelene kadar 16-17 defa katma değer ilave edildiğini belirtti.
Pamukta sertifikalı, tohum, mazot, gübre gibi birçok konuda toplam 42 kuruş destek ödemesi yapıldığını, maliyetin 3'te birinden fazlasının destek olarak verildiğini anlatan Eker, ''Bu yıl 1 milyon ton lif pamuk üretimi bekleniyor, bu 2,5 milyon ton kütlü pamuk demek. 2,5 milyon ton pamuğa 42 kuruştan destek verildiği düşünüldüğünde bu yağlı tohumlara ayırdığımız paranın büyük kısmını götürüyor'' diye konuştu.
Rusya'ya gıda ürünleri ihracatında yaşanan sorunların hatırlatılması üzerine ise Eker, bu konuda alabilecekleri tüm tedbirleri aldıklarını belirtti. Alıcı ülkenin belirlediği bir takım standartlar olduğunu kaydeden Eker, Rusya Federasyonunun belirlediği limitlerin AB limitlerinin 10 kat altında olduğunu ifade etti. Rusya'nın Türkiye için 150 milyonluk bir tüketim pazarı olduğunu, yaş meyve sebze ihracatının büyük kısmının Rusya'ya yapıldığını anlatan Eker, ''O nedenle bazı konularda biz onları ikna ediyoruz, belli noktaya getirdik'' dedi.
Rus yetkililerin, ''Türkiye dünyada bu konuda ürünlerine en çok güvenilen ülke'' şeklinde açıklama yaptığını belirten Eker, bu konuda iyileşme olduğunu, zaman zaman olumsuz örneklerle karşılaşıldığını, çözülmesi, gereken yönetilmesi gereken bir mesele olduğunu söyledi.
Bir üreticinin, tarımla ilgili spekülatif beyanatlara ilişkin sözleri üzerine Eker, üreticiler bir beyanattan dolayı zarara uğruyorsa bu konuda haklarını aramaları gerektiğini söyledi. Eker, ''Kimsenin ne Türkiye'ye ne de Türkiye'nin çiftçisine, üreticisine zarar verme hakkı yoktur. Biz de bütün gücümüzle, yasaların verdiği hakla onların karşısında dururuz'' dedi.
İyi tarım uygulamasının geçen yıla ilişkin ödemelerinin hala yapılmadığına ilişkin iddialar üzerine Eker, 25 Eylül 2011 tarihi itibarıyle bu primlerin ödeneceğini bildirdi.
Süt primlerine ilişkin bir soru üzerine Eker, daha önce süt primlerini bütün bir yıl tek rakam olarak verdiklerini, bunu çeyrek dönemlere böldüklerini, üç ay toplayarak bu primleri ödemeye başladıklarını anlattı.
Sertifikalı tarım danışmanları desteğinin ziraat odaları tarafından verilmesi isteği konusunda ise Eker, binlerce ziraat mühendisinin eğitimden geçerek danışman unvanı aldığını, bu destek ziraat odasına veya herhangi bir yere verildiğinde çiftçinin tercih yapma imkanının zorlaşacağını ifade etti.