-Türkiye’yi TZOB’un temsil ettiği Yakındoğu
ve Kuzey Afrika Tarımsal Araştırma Kurumları
Derneği (AARINENA) Toplantısı Kahire’de
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
“TZOB, tarımla ilgili her konuda bilgi
ve deneyimlerini WANA bölgesi ülkelerinin
çiftçi örgütleriyle paylaşmaya hazırdır”
Kahire - Yakındoğu ve Kuzey Afrika Tarımsal Araştırma Kurumları Derneği (AARINENA) tarafından düzenlenen ve 9 ülkenin en büyük tarım temsilcilerini bir araya getiren “Çiftçi Birlikleri Toplantısı”, Mısır’ın başkenti Kahire’de başladı.
Türkiye’yi Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar başkanlığındaki 5 kişilik heyetin temsil ettiği toplantı, Küresel Tarım Araştırmaları Forumu (GFAR), Dünya Gıda ve Tarım Örgütü Yakındoğu Ofisi (FAO/RNE) ve Mısır Bahçe Bitkileri Üreticileri ve İhracatçıları Birliği’nin (UPEHC) işbirliğiyle organize edildi.
Türkiye’nin yanı sıra Mısır, Kıbrıs Rum Kesimi, Tunus, Filistin, Ürdün, Libya, Lübnan ve Sudan’dan temsilcilerin katıldığı; Yakındoğu ve Orta Afrika bölgesinde çiftçilikle ilgili faaliyet gösteren kuruluşların tarımsal araştırma ve inovasyon konularında ulusal ve uluslar arası ölçekteki ortak çalışmalarını pekiştirmek amacını taşıyan “AARINENA Çiftçi Birlikleri Toplantısı” 2 gün sürecek. TZOB Genel Başkanı Bayraktar’ın da bugün bir konuşma yapacağı toplantının yarınki bölümünde ise AARINENA İcra Kurulu Başkanı, Genel Sekreter ile İcra Kurulu üyelerinin seçimi yapılacak. TZOB heyetinde Genel Başkan Bayraktar’ın dışında yönetim kurulu üyeleri Bekir Şinasi Özdemir, Tuncer Başoğlu, Latif Maskan ve Genel Başkan Danışmanı Dr. Kemal Sandık yer alıyor.
- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Yakındoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri (WANA) Tarımsal Araştırma Kurumları Derneği (AARINENA) tarafından Kahire’de düzenlenen “Çiftçi Birlikleri Toplantısı”nda, “Türkiye’nin en büyük ve güçlü bir sivil toplum örgütü olan TZOB, tarımla ilgili her konuda bilgi ve deneyimlerini WANA bölgesi ülkelerinin çiftçi örgütleriyle paylaşmaya hazırdır” dedi.
Mısır’ın başkenti Kahire’de WANA bölgesinden 9 ülkenin katımıyla düzenlenen ve Türkiye’yi TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar başkanlığındaki 5 kişilik heyetin temsil ettiği “Çiftçi Birlikleri Toplantısı” başladı.
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, WANA bölgesi ülkelerinde çiftçi kuruluşlarını bir araya getirerek Çiftçi Birlikleri Konsorsiyumu kurulması amacıyla düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, tarım ve gıda konusunda dünya ve Türkiye ölçeğinde bilgi verdi; küresel ısınmanın tarıma olan etkilerini değerlendirdi.
Tunus, Libya ve Yemen’i takiben Mısır ve Suriye’de yaşanan olaylara da değinen Bayraktar, bu olaylardan ders alınması gerektiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:
“Dünyada, zengin yer altı kaynaklarına sahip her gelişmekte olan ülkede benzer olayların yaşandığına yıllardır şahit olmaktayız. Bu gibi ülkeler gıda üretiminde kendi kendine yeterli olsalar dahi, bu ülkelerin tarıma dayalı ekonomileri IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü gibi uluslar arası kuruluşların kasıtlı ve yanlış müdahale ve yönlendirmeleriyle önce destabilize edilmekte, daha sonra iç karışıklıklar çıkarılmak suretiyle de dış müdahaleler gerçekleştirilmektedir.
Somali’de yaşanan açlık ve ölümlerin böyle bir senaryonun sonucudur. O ülkelerde insanlar hala aç, hala yetersiz beslenmeden kaynaklanan hastalıkların pençesinde. Ama, işgalci ülkelerin “demokrasi getirmek” adına o ülkelerin petrol, doğalgaz ve madenlerine el koyduklarını görüyoruz. Irak’ta bir milyonun üzerinde insan hayatına mal olan ABD işgali ile Libya’da yaşanan ABD-AB işgalinin, bu ülkelerin petrol kaynaklarının paylaşılması ile sonuçlandığını unutmamalıyız.”
-Türkiye ve Türk tarımı-
Türkiye tarımı ve çiftçi örgütlenmesi hakkında bilgi veren Bayraktar, 28 milyon hektarlık tarım arazisinin 5.1 milyon hektarlık bölümünün sulandığını, 8 milyon hektar sulanabilir arazinin tamamı için yatırımların sürdüğünü bildirdi; Konya Ovası Sulama Projesi ve GAP gibi önemli projeler hakkında bilgi verdi.
Bayraktar, şöyle devam etti:
“Türkiye’nin nüfusu 73.7 milyon olup, bunun % 25’i olan 5,7 milyon kişi kırsal alanda yaşamaktadır. Türkiye’de tarımsal işletmeler küçük ve çok parçalı olup, ortalama işletme büyüklüğü 6.5 hektar ve işletme sayısı 3.1 milyondur. Türk tarımının en önemli sorunu da budur.
2010 verilerine göre Türkiye’de Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) 784 Milyar Dolar, yıllık enflasyon: % 5.5 ve işssizlik oranı % 9 civarındadır.
Tarım sektörünün 2010 yılında ekonomiye katkısı 61.8 milyar dolar ve GSMH’daki payı % 8.4 olmuştur. Aynı yılda tarımsal ihracat 12.7 milyar dolar iken, tarımsal ithalat 8.4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 25 milyon işgücüne sahip olan Türkiye’nin GSMH’sı 784 Milyar dolardır. GSMH’da büyüme oranı % 4.5’tur. Ticaret Hacmi 300 milyar dolar olan Türkiye’nin ihracatı 115 milyar dolar, ithalatı 185 milyar molardır.
AB tarımına uyum çerçevesinde hukuki ve yapısal birçok konuda önemli gelişmeler sağlanmış olup, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) verilerine göre Türkiye, tarım alanında dünyanın 7. büyük gücü konumuna gelmiştir.”
Türk tarımının yapısal sorunları bulunduğunu belirten ve tarım işletmelerinin çok küçük ve parçalı oluşunun temel sorunların başında geldiğini anlatan Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“ Gübre, mazot, tohum, ilaç gibi temel tarımsal girdilerin çok pahalı olması nedeniyle de Türk çiftçisinin AB ülkeleri ile rekabet etmede zorlanmaktadır.
Bu sorunların giderilmesi ve verimliliğin artırılması amacıyla arazi toplulaştırma projesi yürütülmekte, aynı zamanda arazilerin parçalanmasını önleyecek miras hukuku üzerinde de kanun çalışmaları sürdürülmekte olup, TZOB olarak bu konularda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına destek vermekteyiz.
-Bitkisel üretim ve ticareti-
Türkiye, fındık, kurutulmuş kayısı ve incir üretiminde dünya birincisi,
Mercimek ve nohut üretiminde dünya ikincisi, Baklagiller, pamuk, tütün, zeytin ve zeytinyağı, birçok meyve ve sebze üretiminde ise dünya beşincisi, Buğday, arpa, badem, turunçgiller ve çay üretiminde 7 ile 10. sırada yer almaktadır. Bu ürünler genellikle ihraç ürünleridir.
Türkiye bitkisel yağ ve hayvan yemi ihtiyacını ithalatla kapatmaktadır. Bu bakımdan; mısır, pirinç, soya, ayçiçeği ve diğer yağlı tohumlar, bitkisel ham yağlar, damızlık hayvanlar temel ithalat ürünleridir.
Türkiye’de 700’ün üzerinde bitki yetiştirilmekte, yüzlerce gıda ürünü ihraç edilmektedir. Bunların dünyada markalaşan en önemlileri : Fındık, Türk lokumu, kuru kayısı, kuru incir ve kuru üzümdür.
Türkiye’de son yıllarda tohumculukta önemli gelişmeler sağlanmış, 2002 yılında 145 bin ton olan tohumluk üretimimiz 2010 yılında 497 bin tona çıkmıştır.”
-Organik üretim-
Türkiye’de organik tarım alanında hızlı bir gelişme yaşandığını da belirten Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“1996 yılında 51 bin hektarda organik tarım yapılırken, 2012 yılında bu rakamın 750 bin hektar olması beklenmektedir. Üretim 1996 yılında 10 bin ton iken, bu rakamın 2012 yılında bir milyon yedi yüz bin tona ulaşması beklenmektedir.
-Hayvansal üretim-
Türkiye’de canlı hayvan sayısında son 15 yıldır düşüş görülmektedir. Büyükbaş hayvan sayısı 1990’larda 13 milyon iken 1990’ların sonunda 10 milyona gerilemiş ve bugün 11.4 milyona yükselmiştir. Küçükbaş hayvan sayısı 40 milyondan 25 milyona gerilemiştir. Bunda en önemli etken, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde sürmekte olan terörist eylemler nedeniyle mera ve yaylakların kullanılamaması ve bunun sonucunda mera hayvancılığının yok olma noktasına gelmesidir.
2002 yılında %19 olan kültür ırkı sığırların oranı 2010 yılında %37’ye ulaşmıştır. Süt üretimi aynı yıllarda 8.4 milyon tondan 13.6 milyon tona yükselmiştir. Hayvanlardan elde edilen karkas ağırlığı da 184 kg’dan 216 kg’a yükselmiştir.
-Balıkçılık, Seracılık ve süs bitkileri:
FAO kaynaklarına göre son yıllarda balıkçılıkta en hızlı gelişme gösteren ülke Türkiye’dir. 2002 yılında 543 bin ton olan üretim, 2012 yılında 750 bin tona ulaşacaktır.
Akdeniz bölgesi ve özellikle Antalya ilimizde seracılık ve süs bitkileri alanında çok önemli gelişmeler sağlanmıştır.
2010 yılında seracılıkta 5,5 Milyon ton sebze üretimi gerçekleştirilmiştir.
-Küresel ısınmanın tarıma etkileri-
Konuşmasında, öncelikle tarım sektörünü tehdit eden küresel ısınma ve iklim değişikliğine de değinen TZOB Genel Başkanı, şunları söyledi:
“Dünyada sanayileşmeye paralel olarak gittikçe daha tehlikeli boyutlara ulaşan küresel ısınmanın, dünyanın birçok bölgesinde yağış rejimleri ve buna bağlı olarak ürün desenlerinin değişmesine yol açtığı bilim adamlarınca ortaya konulmuştur. Bölgemizin de kuraklık, sel, don gibi tabiat olaylarından etkilenmemesi mümkün değildir.
Yapılan araştırmalar, 2020 yılında Kuzey Yarımkürede Akdeniz Bölgesine tekabül eden enlem dairesinde sıcak iklim kuşağının gittikçe 150-500 kilometre kuzeye doğru kayacağını ortaya koymuştur. Buna göre, iklim değişikliği sonucunda kuzey yarımküredeki ülkeler daha avantajlı hale gelecek, Kuzeyde ürün deseni değişecek ve güneyde kuraklık artacak,
yağışlar afetler şeklinde olacak ve afetler daha sık yaşanacak, yıl içindeki sıcak gün sayısı artacak ve bunun tekrarlanma ihtimali yükselecektir.
-Türkiye’de Küresel Isınmaya Karşı Neler Yapılmaktadır-
Türkiye’de ilk iş olarak ağaçlandırma çalışmalarına hız verilmiş, çevre ve doğal kaynakların korunmasına verilen önem artmıştır.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızca “Konya Toprak, Su ve Çölleşme ile Mücadele Araştırma İstasyonu Müdürlüğü” ile yine Konya’da Bahri Dağdaş Araştırma Enstitüsü bünyesinde kuraklığa dayanıklı çeşit geliştirme konusunda çalışacak olan “Kuraklık Test Merkezi” kurulmuştur.
Burada şunu ifade etmekte fayda görüyorum. Küresel ısınmadan en fazla etkilenecek olan Batı Asya - Kuzey Afrika ülkelerindeki araştırma kurumları ve çiftçi örgütlerinin bu Enstitülerimizle küresel ısınmanın etkilerini azaltmaya dönük ortak çalışmalar yapmaları mümkündür.
-Küresel ısınmaya karşı dünyada neler yapılmalıdır?
Küresel ısınmaya sebep olan sera gazları salınımının öncelikle sanayileşmiş ülkelerde kontrol altına alınması ve bu konuda gelişmekte olan ülkelere finansman ve teknoloji desteğinin sağlanması gerekmektedir.
Bu konuda öncelikle ne yapılması gerektiğini yüce Peygamberimiz şöyle ifade etmiştir: Kıyamet gününde bir kişi elinde bir hurma fidanı tutuyorsa ve kıyamet kopmadan onu dikmeye gücü yetiyorsa, onu diksin, bırakmasın. Süratle ve mümkün olduğu kadar fazla ağaçlandırma yapmak suyu muhafaza etmenin ve tarımsal üretimi sürdürebilmenin ilk ve temel şartıdır.
-Tarım sektöründe örgütlenmenin önemi-
Dünyanın hemen her ülkesinde, daha önce değindiğim dış müdahalelere karşı ülkesini savunan ve birliğini koruyan kesimlerin başında çiftçi kesimi gelir. Çiftçi hem toprağına, hem de ülkesine, vatanına sahip çıkar. Bu bakımdan tarım kesiminin, kırsal kesimin güçlü olması, bir ülkenin varlığını devam ettirebilmesinin sigortasıdır.
Tarımda örgütlenme bu açıdan da çok önemlidir. Tarımsal örgütlenme, tarım ve kırsal kalkınmanın en önemli faktörlerinden biridir. Bir ülkede tarım sektörünün güçlü olabilmesi için, tarımsal üretim yapanların üretime hazırlık döneminden ürünün tüketiciye arzına kadar her safhada örgütlenerek pazar payını artırabilmesi gereklidir. Üretici makul ölçüler içerisinde azami kara ulaşabildiği takdirde tarımsal üretimini sürdürecektir. Tarım-sanayi entegrasyonunda buna özen gösterilmelidir. Tedarikçi değil, üretici ön planda tutulmalı, üretici aynı zamanda tedarikçi rolü de oynayabilmelidir. Bunu da ancak üreticilerin örgütlenmesi ile sağlamak mümkün olacaktır.
Güçlü bir örgütlenme, tarıma dış müdahaleleri de önleyecek bir yapılanma anlamına da gelecektir. Bu açıdan baktığımızda tarım, ülkelerin bağımsızlığı ve demokrasinin yerleşmesi ve sürdürülmesinde çok önemli rolleri olan bir sektör olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ekonomisi güçlü olan ülkelere baktığımızda, bu ülkelerde tarım sektörünün güçlü olduğunu, bütün çiftçilerin üyesi olduğu çiftçi kuruluşlarının da güçlü ve ülke siyasetinde etkili olduklarını görüyoruz. Tarıma dayalı sanayilerin yaklaşık % 50’sine çiftçi örgütlerinin sahip olduğu bu ülkelerde tarımsal üretim ve pazarlama ile ilgili hizmetlerin hemen tamamının çiftçi örgütlerince yürütüldüğünü görüyoruz.
-Türkiye’de tarımsal örgütlenme-
Türkiye’de bugün itibarıyla 13 bin 346 adet tarımsal amaçlı kooperatif ve bu kooperatiflere ortak 4 milyon 560 bin 381 çiftçi bulunmaktadır. Tarımsal kooperatiflerin, üreticilerin bilgi ve becerilerini geliştirme, tarımsal girdi temini ve ürünlerin pazarlanması konularında aktif rol oynayamamaktadırlar. Ülkemizdeki çiftçi örgütleri kendilerinden beklenilen görevleri gerçekleştirebilecek seviyeye henüz ulaşamamışlardır.
Tarım-sanayi entegrasyonu tam sağlanamadığından, tarıma dayalı sanayilerde verimlilik artışı arzu edilen seviyeye ulaşamamış ve hedefin gerisinde kalınmıştır.
Tarım sektörünün örgütlenmesi konusunda hazırlanmakta olan kanun teklifleri üzerinde TZOB olarak çalışmakta ve katkı sağlamaktayız.”
-Türkiye Ziraat Odaları Birliği-
Ziraat Odaları ve TZOB hakkında da bilgiler aktaran Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“TZOB, 746 il ve ilçe ziraat odası ve 5,5 milyona yakın üyesi ile Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütüdür.
Odaların yönetim kurulu ve meclislerinde on binden fazla seçilmiş yönetici, oda kuruluşu olan yerlerdeki hemen tüm köy/mahallelerde otuz binden fazla delegesi bulunmaktadır. Odalarımızın içinde üst makam olan Yönetim Kurulu Başkanlığını 3 yerde kadın çiftçiler üstlenmiş durumdadır. Yine Odalarımızın en üst idari personeli yada amiri konumunda olan ‘Genel Sekreter’lerin halen 136’sı kadın olup, bu rakam tüm Genel Sekreterlerin %30’unu oluşturmaktadır.
-Proje çalışmaları ve başarı öyküleri-
Ziraat Odaları; toprak tahlil laboratuvarları (76 Adet.), karma yem ve silaj tesisleri, mısır kurutma tesisi, tohumluk selektör tesisi kurma, tarımsal makine parkı oluşturma, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından kiralanan istasyonlarda fidan üretimi, üreticilere ucuz girdi temini sağlanması amacıyla satış mağazaları oluşturma, çiftçi eğitimiyle ilgili hizmetleri yaygınlaştırma, kırsal kalkınma projelerini yapma gibi faaliyetlerini artırarak çiftçinin hak ve menfaatini daha fazla korumaya başlamışlardır.
Çiftçimizin tarımdaki yeniliklere daha kolay ulaşmasını sağlamak amacıyla Birliğimiz ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Tarımsal Araştırma ve Politikalar Genel Müdürlüğü arasında Ağustos 2009 yılında bir protokol imzalanmıştır. Bu protokol çerçevesinde, Araştırma Enstitülerince geliştirilen yeni ürün çeşitleri ve yeni tarım teknolojileri ile dünyada geliştirilen son teknolojiler hakkında üreticilerimiz eğitilmektedir.
Bu sayede üreticimiz tarımda verimliliğin artmasını sağlayacak, daha kaliteli ve sağlıklı ürün üretecek ve böylece de ulusal ve uluslararası pazarlarda daha kolay rekabet etme imkanı elde edecektir.
-Kadın çiftçilerin eğitimi-
Çiftçi kadınların ‘aile reisliği’ kavramından kaynaklanan sigortalılıkla ilgili hak kaybı, TZOB’un girişimleri neticesinde yapılan düzenlemeyle giderilmiştir. TBMM’nde kabul edilen değişiklikle; 2 ağustos 2003 öncesi dönemde aile reisi sayılmayan kadınlarda artık tarım sigortalılığından yararlanabilecektir.
Tarımda çalışan 3 milyon 161 bin kadından, 2 milyon 465 bini en mağdur kesim olan ücretsiz aile işçisi konumundadır.
Ziraat odalarımızda kadın çiftçilere yönelik işletme kurma ve yeni tarım teknolojilerini kullanma konularında proje ve eğitim projeleri yürütülmektedir. Her yıl tüm odalarımızda ‘kadın çiftçiler yarışıyor’ başlığı altında daha nitelikli, etkin ve verimli üretim yapılmasını teşvik eden ve ödüllendiren yarışmalar tertip edilmektedir. Önümüzdeki aylarda bu konuda ilgili bakanlıkla bir işbirliği protokolü yaparak kadın çiftçileri teşvik etmeye yönelik daha kapsamlı projeleri hayata geçireceğiz. Çiftçiler arasında işbirliği kurulmasını desteklemek üzere, başta damızlık sığır yetiştiriciliği ve süt sığırcılığı olmak üzere, hemen her temel gıda üretimi alanında faaliyet gösteren çiftçilerin örgütlenmesini ve birer kurumsal kişilik oluşturmalarını, gelir ve yaşam düzeylerini yükseltmelerini sağlamak üzere ‘Birlikler’ kurmaları konusunda yol göstericilik ve bürokratik yardım yapılmaktadır.
-AB Projeleri-
Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) arasındaki mali işbirliği, taraflar arasında 1963 yılında imzalanan Ankara Anlaşması’nın yürürlüğe girmesiyle başlamış ve günümüze kadar halen devam etmektedir. Bu kapsamda Türkiye’de hibe programları uygulanmaktadır.
Birliğimiz, Ziraat Odaları görevlilerine ve çiftçilere, uluslararası programların yanı sıra ulusal kaynaklarla finanse edilen projelerle ilgili, gerek merkezde gerek yerelde bini aşkın katılımcıya yönelik bilgilendirme çalışmaları yapmış, projeler hazırlamış ve teknik hizmet sunmuştur. Birliğimiz bünyesinde kurulan “Proje Birimi” tarafından ve Odalarımızın kendi imkânları dâhilinde üyelerine yönelik hazırladıkları ve hibe programlarına sundukları projelerden 108 proje kabul edilmiş ve toplam 11.289.402 Euro hibe kazanılmıştır.
Bu projelerle, bölgelerde AB standartlarında örnek işletme oluşturulması, yeni ürün çeşitlerinin devreye sokulması, kapasite geliştirme, eğitimlerle bilinç düzeyinin artırılması, mevcut istihdamın korunması ve yeni istihdam olanaklarının geliştirilmesi gibi hizmetler sunulmuş ve sunulmaya devam etmektedir.
-Etkinlikler ve Diğer Projeler-
Birliğimiz her yıl 14 Mayıs tarihinde “Dünya Çiftçiler Günü”nü devlet erkanı, bürokratlar, oda başkanları, çiftçilerimiz ve diğer sivil toplum örgütlerinin çok geniş katılımıyla kutlamaktadır. Bu etkinlikler sırasında ülkemizdeki tarım sektörünün ve çiftçilerimizin sıkıntıları dile getirilerek çözüm yolları aranmakta ve bu toplantılar sırasında problemlerin çözümü konusunda siyasi destek sağlanmaktadır.
16 Ekim 2011 tarihinde Ankara’da FAO ile işbirliği halinde “Dünya Gıda Günü” etkinliklerini düzenledik. Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin sebep ve sonuçları yanında alınması gereken tedbirler konusunda görüşlerimizi kamuoyuyla paylaştık.
Birliğimiz, ülkemizde mevcut hükümetlerle çok yakın bir işbirliği içerisinde çalışmakta ve tarımsal sorunların çözümünde etkin rol oynamaktadır. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile tam bir uyum içerisinde Türk tarımının daha ileri seviyelere taşınması için birlikte çalışıyoruz.
Orman ve Su Bakanlığı ile çevre, tarım ve ormancılık alanında büyük bir proje için protokol yapma hazırlıklarımız tamamlanmak üzeredir.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile de Kadın Çiftçilerin eğitimi ve kırsalda istihdamı yönünde projeler geliştirmek üzere bir işbirliği protokolü hazırlığı içerisindeyiz.
TZOB olarak 2011 yılında, Pera Inovasyon Ltd. Şirketinin (Londra, İngiltere), Madrid, İspanya’dan “İleri Teknoloji Enstitüsü”nce hazırlanan ve AB’ce desteklenen DEGRICOL Projesinde partner olarak görev aldık.
Proje ile, maliyet açısından etkin, %100 doğal ve biyolojik olarak çözünebilir, gübreye dönüşebilir plastik formasyonunun geliştirilmesi ve bunun da tarımda kullanılan plastiklerin yerine kullanılması amaçlanmıştır.
-TZOB OLARAK BATI ASYA-KUZEY AFRİKA BÖLGESİNDE NELER YAPABİLİRİZ?
Türkiye’nin en büyük ve güçlü bir sivil toplum örgütü olan TZOB, tarımla ilgili her konuda bilgi ve deneyimlerini WANA bölgesi ülkelerinin çiftçi örgütleriyle paylaşmaya hazırdır. Yapılabilecek olanlar:
WANA ülkeleri çiftçi örgütleri ile işbirliği halinde Diyarbakır ve İzmir’de bulunan Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Eğitim Merkezlerimizde modern sulama teknikleri başta olmak üzere bölge için önem arzeden her türlü tarımsal konuda çiftçi eğitim programları düzenleyebiliriz.
21-25 Kasım 2011 tarihlerinde Filistin Çiftçiler Birliği mensubu çiftçilerin Menemen, İzmir’de “Modern Sulama Teknikleri” konusundaki eğitimleri başarı ile gerçekleştirilmiştir.
Türk-Arap Sanayi İşbirliği Konferansı, Türkiye Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın ev sahipliğinde 6-7 Aralık 2011 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirilmiştir. Toplantıda “Türk Arap İş Kadınları Konseyi” kurulmasına karar verilmiştir.
Kadın çiftçilerin eğitimi ve istihdamını esas alan benzer bir oluşumu WANA ülkelerindeki çiftçi kadınlar için de gerçekleştirmek mümkündür.
Türkiye’de çiftçi organizasyonlarının yapısı ve çalışmaları konularında bölge ülkelerinin çiftçi kuruluşları ile ortak faaliyetler gerçekleştirebiliriz.
2012 Yılının ülkelerimiz, çiftçilerimiz ve ailelerimize sağlık ve barış dolu günler getirmesini diler, hepinize saygılar sunarım.
Türkiye’yi Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar başkanlığındaki 5 kişilik heyetin temsil ettiği toplantı, Küresel Tarım Araştırmaları Forumu (GFAR), Dünya Gıda ve Tarım Örgütü Yakındoğu Ofisi (FAO/RNE) ve Mısır Bahçe Bitkileri Üreticileri ve İhracatçıları Birliği’nin (UPEHC) işbirliğiyle organize edildi.
Türkiye’nin yanı sıra Mısır, Kıbrıs Rum Kesimi, Tunus, Filistin, Ürdün, Libya, Lübnan ve Sudan’dan temsilcilerin katıldığı toplantı 2 gün sürdü.
TZOB heyetinde Genel Başkan Bayraktar’ın dışında yönetim kurulu üyeleri Bekir Şinasi Özdemir, Tuncer Başoğlu, Latif Maskan ve Genel Başkan Danışmanı Dr. Kemal Sandık yer alıyor.