Türkiye Ziraat Odaları Birliği

Vatan Hürriyet Ekmek

ZOBİS
ZOBİS
Türkiye Ziraat Odaları Birliği > Haberler > Terörün bir başka yüzü: “Ekonomik namlu”

Terörün bir başka yüzü: “Ekonomik namlu”

-Terörün bir başka yüzü: “Ekonomik namlu”

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

-“Terör, can kayıplarının yanında ekonomik olarak da
ülkemize ve özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine
büyük zararlar veriyor”

-“Sözde bölge halkı için mücadele ettiklerini söyleyenlerin,
o insanlara nasıl ihanet ve düşmanca bir tutum içinde oldukları,
bölgedeki tarım ve hayvancılığın hangi noktalardan nerelere
geldiği ortaya konulduğunda daha da açık hale geliyor”

-“Bölge kalkınması, alınan bütün önlemler ve teşviklere karşın
terör nedeniyle istenilen düzeye getirilemedi. Bu, fakirlik,
işsizlik ve göç demektir. Bütün bu olumsuzluklar da terörü
adeta beslemektedir. Bölge özelliklerini dikkate aldığımızda,
bu kısır döngüden kurtulmanın ilacı tarımdır”

-“Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde terör nedeniyle
daha çok hayvancılık darbe yemiş ve hala da toparlanamamıştır”

-“1991-2011 döneminde Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki
koyun sayısı 19,1 milyon baştan 12 milyon başa, keçi sayısı 3,9
milyon baştan, 2,9 milyon başa indi”

-“Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin ülke gayri safi yurtiçi
hasılası içindeki payı, sadece 2004-2008 yüzde 3,53 azalmayla
yüzde 8,5’den yüzde 8,2’ye geriledi”

-“Bölgede zarar gören bitkisel ve hayvansal üretim Türkiye
fiyatlarını da etkiledi; dolaylı yoldan bütün üretici, tüketici ve
sektöre zarar verdi”

-“Bütün bu olumsuzluklara karşın pes etmemek, bu bölgemizin
kalkınması için alınacak güvenlik önlemleri ve diğer tedbirlerle de
tarımsal üretimin yeniden ayağa kaldırılması gerekir”

Ankara – 27.08.2012 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye’de yüzlerce asker, polis, güvenlik görevlisi ve sivilin hayatını kaybettiği terör olaylarının can kayıplarının yanında ülkeye, özellikle de Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine ekonomik olarak da büyük zararlar verdiğini belirtti.

Bayraktar, terör olaylarının yoğun görüldüğü iller ve kırsallarında, alınan birçok tedbire ve teşvik kararlarına rağmen yeterli yatırımların yapılamadığını; toprağın yeterince ve gereğince işlenemediğini; tarım ve hayvancılığın gelişme bir yana, ya yerinde saydığını ya da gerilediğini bildirdi.
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, yaptığı açıklamada, ülkemiz coğrafyasının yer aldığı bölgenin durumundan da faydalanarak, milletimiz üzerinde korku yaratmak ve bu yolla baskı kurmak isteyen şer güçlerin, onların maşası terör örgütü PKK ve yardakçılarının son günlerde terör eylemlerini artırdığını, verilen şehitlerin yürekleri bir kez daha dağladığını vurguladı. Bayraktar, yıllardır süren ve binlerce masum insanın hayatına kast eden terör olaylarının özellikle bölgeye ve bölge insanına “ekonomik namlu” olarak da dönük olduğunu belirtti.

“Her ne pahasına olursa olsun Türkiye’mizi bölmeye kimsenin gücü yetmeyecektir” diyen Bayraktar, sözde bölge halkı için mücadele ettiklerini söyleyenlerin, gelinen noktada o insanlara nasıl ihanet ve düşmanca bir tutum içinde olduklarının, bölgedeki bitkisel ve hayvansal üretimin hangi noktalardan nerelere geldiğinin ortaya konulmasıyla daha da açık hale geldiğinin altını çizdi.
Bölgede yıllardır alınan bütün önlemlere ve teşviklere karşın ekonomik kalkınmanın terör nedeniyle istenilen düzeye getirilemediğini bildiren Bayraktar, “bu fakirlik, işsizlik ve göç demektir. Bütün bu olumsuzluklar da terörü adeta beslemektedir. Bölge özelliklerini dikkate aldığımızda, bu kısır döngüden kurtulmanın ilacı tarımdır” dedi.

-“Hayvancılık büyük darbe yedi”-

Bayraktar, açıklamasında şunları kaydetti:

“1984 yılında başlayan ve hala bütün acımasızlığıyla devam eden terörün hakim olduğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin illerinde birincil ekonomik faaliyet olarak tarım ve tarım içinde de başta hayvansal üretim olmak üzere bitkisel üretim yapılmaktaydı. Ancak, kırsalda üretim yapan tarım işletmeleri, güvenlik sorunu nedeniyle yıllar içinde tasfiye oldu, köyler boşaldı.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde terör nedeniyle daha çok hayvancılık darbe yemiş ve hala da toparlanamamıştır. Mera hayvancılığı yapanların hayvanları çalınmış, gasp edilmiş, meralarda can güvenliği sorunları yaşanmıştır. Hayvanlarının bir bölümünü bu nedenle kaybeden köylüler, güvenlik sorunu nedeniyle meraları da kullanamadıkları için sürülerini elden çıkarmış, dolayısıyla hayvancılık büyük bir darbe yemiştir.

Nitekim Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) rakamlarına göre, 1991’de Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde koyun sayısı 19 milyon 98 bin 482 baş iken 2011 yılında yüzde 32,3 azalarak 11 milyon 975 bin 644 başa gerilemiştir. 1991 yılında bölgedeki keçi sayısı 3 milyon 944 bin 195 başken, 2011’de yüzde 27,6 düşüşle 2 milyon 856 bin 409 başa inmiştir. Bölgedeki sığır sayısı 1991-2011 döneminde 3 milyon 280 bin 100 baştan 3 milyon 525 bin 497 başa yükselmiştir. Fakat, diğer bölgelerimizden farklı olarak daha verimsiz yerli sığırların oranı hala bölgedeki toplam sığır oranının yüzde 36,7’sini oluşturmaktadır. Türkiye’deki 2 milyon 429 bin 169 baş yerli sığırın yüzde 53,2’si, 1 milyon 293 bin 185 başla Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindedir. Bölgede sadece 564 bin 302 kültür ırkı, 1 milyon 668 bin 10 baş da kültür melezi sığır bulunmaktadır.

Diğer yandan, ekili ve dikili alanlarda önemli ölçüde bir gerileme görülmemesi, bölgedeki çiftçilerimizin tarımsal üretime verdiği önem, ekmeğini kazanma mücadelesi ve tarihte ilk tarımsal üretimin yapıldığı o kutsal topraklarda başka tutunacak dallarının olmamasındandır.”

-“Bölgedeki üretim gerilemesi fiyatları da etkiledi”-

Bölgede zarar gören bitkisel ve hayvansal üretimin Türkiye fiyatlarını da etkilediğine, dolaylı yoldan bütün üretici, tüketici ve sektöre zarar verdiğine işaret eden Bayraktar, terörün bölgeden büyük göçlere neden olduğunu, büyük kentlerdeki hızlı ve aşırı nüfus hareketlerinin ülke genelinde sorunlara yol açtığını vurguladı.

TÜİK rakamlarına göre, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin ülke gayri safi yurtiçi hasılası içindeki payının sadece 2004-2008 yüzde 3,53 azalmayla yüzde 8,5’den yüzde 8,2’ye gerilediğini bildiren Bayraktar, “Terör olaylarının yaşandığı illerde genel ekonomi içinde pay artışı sağlanamamıştır” bilgisini verdi.

-“GAP: Bölgenin can damarı”-

Bütün bu olumsuzluklara karşın pes edilmeyeceğini, bu bölgelerimizin kalkınması için alınacak güvenlik önlemleri ve diğer tedbirlerle de tarımsal üretimin yeniden ayağa kaldırılması gerektiğini kaydeden Bayraktar, bölgenin can damarı olan Güneydoğu Anadolu Projesi’nin (GAP) hayati önemde olduğunu belirtti. Bayraktar, uygulamaları etap etap devam eden bu projenin başta Şanlıurfa olmak üzere, Diyarbakır, Mardin, Adıyaman, Batman, Siirt ve Şırnak illerinin ekonomik ve sosyal yapılarında çok önemli değişiklikler yaratacağını; bunun da hem bölge hem de ülke kalkınması açısından önemli olduğunu vurguladı.

Bayraktar, şu görüşlere yer verdi:
“Bölgedeki GAP ve diğer projelerin hayata geçirilmesi ve barajların yapımı ve sulama altyapısının gerçekleştirilmesiyle bölge çiftçisinin eli güçlenmiş, sulu tarım sayesinde sonraki yıllarda hayvansal üretime de yansıyacak tarım potansiyeli, bölge üzerinde çeşitli emelleri olan küresel güçleri rahatsız etmiştir.

Son yıllarda bölgede tarımsal yatırımların teşvik edilmesi, tarımsal desteklerin artırılması yine sabote edilmeye çalışılmaktadır. Bölge hayvancılığının, son yıllarda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın verdiği desteklerle, Ekonomi Bakanlığı’nın getirdiği teşviklerle geri kalmışlığı kırma noktasındaki gelişme ve çabalar, özellikle küçükbaş hayvancılığa uygun olan bölgede kalkınma çabalarının müjdeleridir.”