-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
-“Ülkemizde yıllık, toplam tarımsal üretim değerinin
yüzde 27,7'sine denk gelen, değeri 53,2 milyar lirayı
bulan 46 milyon ton sebze ve meyve üretiliyor”
-“Yaş sebze ve meyve tarladan sofraya ulaşıncaya
kadar önemli kayıplara uğruyor”
-“Evreler itibarıyla kayıplar, tür ve çeşide bağlı olarak
yüzde 2 ile yüzde 15 arasında değişiyor ve toplamda
yüzde 50’ye kadar çıkabiliyor”
-“Araştırmalar kayıpların ortalama yüzde 10 ile
yüzde 30'u bulduğunu ortaya koyuyor. Bu şu demek:
Her yıl, toplam yaş sebze ve meyve üretimimizin
4,6-13,8 milyon ton arasındaki kısmı kayboluyor”
-“Kaybın miktar değeri ise 5,3 ile 15,9 milyar lira
arasında değişiyor”
-“Üreticimizin bir bir ve bin bir emekle ürettiği sebze
ve meyvede büyük israf anlamına da gelen kayıpları
mutlaka önlemeliyiz”
Ankara – 16.12.2012 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yaş sebze ve meyvenin tarladan sofraya ulaşıncaya kadar önemli kayıplara uğradığına dikkati çekerek, “Üreticilerimizin yaz, kış demeden; bir bir ve bin bir emekle ürettiği sebze ve meyvede büyük israf anlamına da gelen kayıpları mutlaka önlemeliyiz” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin sebze ve meyve üretimi açısından önemli ekolojik özelliklere sahip, birkaç tropik ürün dışında çok çeşitli ürünlerin üretilebildiği bir ülke olduğuna işaret etti. Şemsi Bayraktar, Türkiye’nin sebze üretiminde dünyada 4’üncü, meyve üretiminde de 6’ncı sırada yer aldığını belirtti.
Meyve ve sebzenin emek yoğun bir üretim alanı olduğunun, bu yönüyle istihdama önemli katkısı bulunduğunun altını çizen Bayraktar, şöyle devam etti:
“Ülkemizde 23,6 milyon hektar tarım alanının yüzde 16,9’unda meyvecilik, zeytincilik ve bağcılık yapılırken, yüzde 3,4’ünde ise sebzecilik faaliyeti sürdürülmekte ve yılda, 2011 yılı verilerine göre, yaklaşık 46 milyon ton sebze ve meyve üretimi yapılmaktadır. Bu üretimin değeri yaklaşık 53,2 milyar liradır. Bu rakam, toplam tarımsal üretim değerinin yüzde 27,7'sine denk gelmektedir. Bu değerin dışında Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre yaklaşık yaş sebze ve meyvenin pazarlanan kısmının değeri 46,2 milyar liradır. Yani üretilen toplam yaş sebze ve meyvenin yüzde 86,8’si piyasaya çıkmakta, yaklaşık yüzde 13,2’si öz tüketim olarak kullanılmakta veya kayba uğramaktadır.”
-Tarladan sofraya ulaşıncaya kadar önemli kayıplar…-
Ülkemizde yaş sebze ve meyvenin tarladan sofraya ulaşıncaya kadar önemli kayıplara uğradığına dikkati çeken Bayraktar, “Bu kayıplar, yetiştiricilik, hasat zamanı ve sonrasında taşıma, muhafaza ve pazarlama esnasında yapılan yanlışlardan meydana geliyor” bilgisini verdi.
Yapılan bilimsel araştırmaların, bu kayıpların yüzde 10 ile 30'u bulduğunu ortaya koyduğunu vurgulayan TZOB Genel Başkanı Bayraktar, “Yüzde 10 ile 30 kayıp ışığında, bu şu demek: Her yıl, toplam yaş sebze ve meyve üretimimizin 4,6 ile 13,8 milyon ton arasındaki kısmı kayboluyor. Bu kaybın miktar değeri ise 5,3 ile 15,9 milyar lira arasında değişiyor” dedi.
-Kayıplar tür ve çeşide göre yüzde 50’lere çıkabiliyor-
Yapılan araştırmalara göre, bu kayıpların, tür ve çeşide bağlı olarak yüzde 50'lere kadar ulaşabildiğinin altını çizen Bayraktar, şunları kaydetti:
“Bir araştırma, meyve ve sebzelerde meydana gelen kayıpların evreler itibarıyla incelenmesinde, derim sırasında yüzde 4-12, taşıma sırasında yüzde 2-8, pazara hazırlık evresinde yüzde 5-15, depolamada yüzde 3-10, tüketici evresinde yüzde 1-5 olmak üzere evreler itibarıyla kayıplar, tür ve çeşide bağlı olarak yüzde 2 ile yüzde 15 arasında değişiyor. Toplamda yüzde 50’ye kadar çıkabiliyor. İhraç esnasında ise uzun mesafelere taşıma kayıplarının yüzde 10 olduğu tahmin edilmektedir.
TÜİK tarafından yayımlanan üretim denge tablolarına göre, meyvelerde toplam kayıp yaklaşık yüzde 6, sebzelerde ise yüzde 12 olarak hesaplanmıştır. Bu oranlara göre toplam sebze ve meyve toplam kayıpları yaklaşık 4,4 milyon tonu bulmaktadır.”
-Mutlaka önlenmeli; önlem olarak neler yapılmalı?-
Çiftçi gelirinin yanı sıra ülke ekonomisi açısından da büyük öneme haiz bu kayıpların mutlaka önlenmesinin zorunluluğuna dikkati çeken Bayraktar, kayıpları önlemek için yapılması gerekenlerle ilgili de şunlara işaret etti:
“Pazarlama hizmetleri olabildiğince kooperatifler ve birlikler kanalıyla yapılmalı, bu konuda bütün kesimlerde bilinç oluşturmaya çalışılmalıdır.
Çiftçilerimize kayıplara yol açmayacak, yetiştirme, hasat teknikleri verilmeli; hasat sonrası için, sebze ve meyveler pazara çıkarılıncaya kadar, paketleme, sınıflandırma tesisleri ve soğuk hava depoları kurulmalı ve bu tesislere verilen destekler artırılarak devam edilmelidir.
Özellikle derim zamanı önem kazanmaktadır. Erken veya geç derimlerde, ağırlık kayıpları, hastalıklar, fizyolojik bozulmalar artmakta, bu durum, muhafaza sırasındaki kayıpları da etkilemektedir. Meyvelerde derim sırasında ve derim sonrasında oluşan yara-bere ve ezikler, çürümeleri ve ağırlık kayıplarını artırmaktadır.
Her şeyden önce çiftçimiz üretim sırasında yanlış uygulamalar yapmamalı, hastalık ve zararlılarla mücadele konusunda dikkatli davranmalıdır. Ürünü olgunlaşmadan önce veya aşırı olgunlaşmış şekilde toplamamalı, bahçede uygun meyve ve sebze toplama kapları bulundurmalı, ürünü güneşten korumalı ve paketleme tesislerine teslimde veya pazara taşımada gecikmemelidir.
Ürünler uygun araçlarla ve özelliğine göre ayrı ayrı taşınmalıdır.
Paketleme tesisinde sınıflandırma iyi yapılmalı, havalandırma ve soğutma yeterli olmalıdır.
Ürüne bahçede, hasattan sonra yüklemeden önce muhakkak ön soğutma yapılmalıdır.
Taşıma uygun ambalajla yapılmalı, paketleme ürünü sarsmayacak şekilde olmalıdır.
Ürünler uygun depo koşullarında depolanmalıdır.
Hijyen koşullarına dikkat edilmeli.
Tüketici de ürünü, kayba ve israfa uğratmayacak miktarda satın almalı; sebze ve meyveye uygun saklama ve kullanma şartlarına riayet etmelidir.”