Pamukta ve şeker
pancarında fiyat beklentisi
-“Pamuk stratejik bir
ürün olarak değerlendirilmeli ve bu bakış açısıyla politika üretilmelidir”
-“Üretim sezonunun
başından günümüze kadar başta gübre, mazot, sulama ve sulamada kullanılan
elektrik olmak üzere, girdi fiyatlarında yüzde 300’lere varan artışlar
gerçekleşti”
-“Tarım satış
kooperatiflerinin, maliyetlerdeki artışı ve çiftçi refah payını gözeterek
geçtiğimiz sezon serbest piyasada oluşan fiyatın üzerinde bir fiyat
açıklamasını bekliyoruz”
-“Gerekli
düzenlemelerle tarım satış kooperatiflerinin güçlendirilmesi ve etkin bir
şekilde devreye girerek müdahale alımı yapabilmesi sağlanmalıdır”
-“Ülkemizde de girdi
fiyatlarındaki yüksek artışlar gözetilerek prim ve destekler artırılmalı ve
üreticilerimiz korunmalıdır”
-“Dünya lifli pamuk
üretimi son 5 yılda azalırken ülkemizde üretim dalgalı bir yapı gösteriyor”
-“Üretici örgütlerinin
zayıflaması, pamuk üretiminin azalışı ve istikrarsızlığında önemli bir
etkendir”
-“Pamuk üretimi
dünyada; fiyat desteği, doğrudan gelir desteği, gümrük önlemleri ve sigorta
destekleri gibi pek çok farklı araçla destekleniyor”
-“Pancar ve şeker
üretimi, yüksek katma değer yaratması, yüksek istihdam imkanı sağlaması,
hayvancılığın gelişmesindeki rolü ile tüm dünyada stratejik önemi olan bir
üründür”
-“2022
yılında çiftçinin önünü görmesi için önemli bir karar olarak tonu 800 lira
olarak açıklanan avans fiyat daha sonra ton başına 1000 liraya yükseltildi”
-“Maliyetleri
yükselen şeker pancarı üreticilerinin üretimlerini sürdürebilmesi ve ihtiyaç
duyduğumuz şeker üretimini karşılaması için maliyetlerin üzerinde ve çiftçi
karını da gözeten bir fiyat açıklanmasını bekliyoruz”
-“Şeker pancarında tam
yeterliliğimiz yüzde 100’dür. Şekerde yüzde 120 yeterliliğimiz bulunuyor. Bu
nedenle bir şeker ihracatçısı olan ülkemizin, 2022 yılında ithalata başvurması
düşündürücüdür”
-“Şeker pancarı
üretimine ve üreticisine önem vermeli, desteklemeliyiz”
“Ülkemizde pamuk hasadı, bazı bölgelerde iklim şartlarının
etkisiyle gecikmeli de olsa başladı” diyen Bayraktar, hasada dair gelişmeleri
şöyle aktardı:
“Pamuk üretimi sadece tarımsal üretim olarak değil;
ülkemizde ihracatı ve istihdamı gerçekleştiren çok önemli bir sektörün
hammaddesidir. Bu anlamda pamuk stratejik bir ürün olarak değerlendirilmeli ve
bu bakış açısıyla politika üretilmelidir.
Ülkemizdeki pamuk fiyatları, uluslararası fiyatlardaki gelişmelerden
fazlasıyla etkilendi. ABD’de ortalama lif pamuk fiyatı kilogramda 42,31
liradır. Türkiye’nin ABD’den pamuk lif ithalat fiyatı ise navlun dâhil
kilogramda yaklaşık 52 liradır. Pamukta uygulanan gümrük vergisi ise yüzde
sıfırdır.
Üretim sezonunun başından günümüze kadar başta gübre,
mazot, sulama ve sulamada kullanılan elektrik olmak üzere, girdi fiyatlarında
yüzde 300’lere varan artışlar gerçekleşti.
Geçtiğimiz sezon piyasa fiyatı, arz-talep etkisi ve dünya
pamuk piyasasında fiyatların yükselişi nedeniyle TARİŞ, Çukobirlik, Antbirlik
gibi tarım satış kooperatiflerinin açıklamış olduğu pamuk alım fiyatlarının
üzerine çıktı. Bu yıl da tarım satış kooperatiflerinin, maliyetlerdeki artışı
ve çiftçi refah payını gözeterek geçtiğimiz sezon serbest piyasada oluşan
fiyatın üzerinde bir fiyat açıklamasını bekliyoruz.
Bu nedenle gerekli düzenlemelerle tarım satış
kooperatiflerinin güçlendirilmesi ve etkin bir şekilde devreye girerek müdahale
alımı yapabilmesi sağlanmalıdır. Bu durum, üreticimizin pamuk fiyatında önünü
görebilmesi ve piyasanın düzenlenmesi açısından önem arz ediyor. Üretici
örgütlerinin zayıflaması, pamuk üretiminin azalışı ve istikrarsızlığında önemli
bir etkendir.”
Pamuğun endüstri bitkileri içinde hem lif
hem de yağ bitkilerinin arasında bulunduğunu ifade eden Bayraktar, birçok
sanayinin temel hammaddesinin buradan karşılandığını söyleyerek açıklamasına
şöyle devam etti:
“Pamuk, lifiyle tekstil sanayinin,
çekirdeğinden elde edilen pamuk yağıyla bitkisel yağ sanayinin, kapçık ve
küspesiyle yem sanayinin, ayrıca lifleriyle de selüloz sanayinin hammaddesini
teşkil ediyor.
Pamuk, gerek lifi gerekse çiğidinden elde
edilen yağı ve diğer yan ürünleriyle ekonomik değeri çok yüksek olan bir
bitkidir.
Dünyada 2021/2022 üretim sezonunda Uluslararası Pamuk
İstişare Kurulu (ICAC) verilerine göre, toplam 69
ülkede, 25 milyon 733 bin ton lifli pamuk üretimi tahmin edilirken, bu
üretimin 833 bin tonunu yani yüzde 3,2’sini ülkemiz sağlıyor. Diğer taraftan
833 bin tonluk üretimle Türkiye; Hindistan, Çin, ABD, Brezilya, Pakistan ve
Özbekistan’dan sonra 7. sırada geliyor.
Yine Uluslararası Pamuk İstişare Kurulu verilerine göre
dünyada son 5 üretim döneminde, lifli pamuk üretimi yüzde 4,7 oranında azalarak
27 milyon tondan 25 milyon 733 bin tona düştü.
Dünya lifli pamuk üretimi son 5 yılda azalırken ülkemizde
üretim dalgalı bir yapı gösteriyor. Ülkemizde 2017/18 döneminde 882 bin ton
olan lifli pamuk üretimi, bir sonraki dönemde 977 bin tona yükseldi. Daha
sonraki dönemlerde 656 bin tona kadar gerileyen lifli pamuk üretimi geçen sezon
ise tekrar artış göstererek 833 bin tona çıktı. Ülkemizdeki bu dalgalanma
stratejik öneme sahip pamukta akılcı ve kalıcı politikalar sergilememiz
gerektiğini gösteriyor.
Ülkemizde 2021 yılında 4
milyon 322 bin dekar alanda 832 bin 500 tonda lifli pamuk üretimi gerçekleşti.
Lifli pamuk üretiminde 330 bin 373 ton üretimle Şanlıurfa ilk sırada yer
alıyor. Şanlıurfa’yı 114 bin 413 ton ile Diyarbakır, 97 bin 931 ton ile Aydın,
77 bin 738 ton ile Hatay, 55 bin 731 ton ile İzmir takip ediyor.
Söz konusu 5 ilimizin
üretim miktarı, toplam pamuk üretim miktarımızın yüzde 81,2’sine karşılık
geliyor.
2022 yılı TÜİK tahminlerine
göre kütlü pamuk üretimi 2021 yılı üretimine nazaran yüzde 11,1 oranında
artarak 2 milyon 500 bin ton olarak tahmin edildi. 2021 yılında ülkemizden 331
milyon 405 bin dolar değerinde, 138 bin 34 ton lif pamuk ihracatı yapılırken, 2
milyar 414 milyon dolar değerinde 1 milyon 193 bin tonluk ithalat yapıldı.
2021 yılında ihracat bir önceki yıla göre değer bazında
yüzde 70,9 oranında, ithalat ise yüzde
12,9 oranında arttı. 2022 yılının ilk 7 ayında ise 729 bin 822 ton ithalat
gerçekleştirilirken 2 milyar 48 milyon dolar döviz harcandı.
Pamuk üretimi dünyada;
fiyat desteği, doğrudan gelir desteği, gümrük önlemleri ve sigorta destekleri
gibi pek çok farklı araçla destekleniyor. ABD ve Çin gibi başlıca pamuk
üreticisi ve ihracatçısı ülkeler, üretimlerini önemli ölçüde destekleyerek,
rekabette Türkiye’nin önünde bulunuyor.
Ülkemizde de girdi
fiyatlarındaki yüksek artışlar gözetilerek prim ve destekler artırılmalı ve
üreticilerimiz korunmalıdır.
Laboratuvar ortamında standartların belirlenmesi, kalitenin
kullanıma kadar korunması, lisanslı depoculuğun yaygınlaştırılması gibi
çiftçilerimizin teşvik edilmesine yönelik alınan tedbirler önemlidir.”
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, hasadına başlanan şeker
pancarı konusuna da değindi. Şeker pancarı ve şeker üretiminin ülkemiz için
vazgeçilmez olduğuna dikkat çeken Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Pancar ve şeker üretimi, yüksek katma değer yaratması,
yüksek istihdam imkanı sağlaması, hayvancılığın gelişmesindeki rolü ile tüm
dünyada stratejik önemi olan bir üründür.
Türkiye, dünya pancar şekeri üretiminde yüzde 6,6’lık pay
ile pancardan şeker üreten ülkeler arasında önemli bir konuma sahiptir. Tarım
topraklarımızın 2,9 milyon dekarını şeker pancarı üretimi için ayırıyoruz.
2020/2021 sezonu verilerine göre, 23 milyon tona kadar
yükselen üretimle şeker pancarında tam yeterliliğimiz yüzde 100’dür. Diğer
yandan şekerde yüzde 120 yeterliliğimiz bulunuyor. Bu nedenle bir şeker
ihracatçısı olan ülkemizin, 2022 yılında ithalata başvurması düşündürücüdür.
Dolayısıyla şeker pancarı üretimine ve üreticisine önem vermeli,
desteklemeliyiz.
2022 yılında çiftçinin
önünü görmesi için önemli bir karar olarak tonu 800 lira olarak açıklanan avans
fiyat daha sonra ton başına 1000 liraya yükseltildi. Hasadın başladığı
bugünlerde, özellikle gübre ve mazottaki yüzde 300’leri aşan artışlar göz
önünde bulundurulmalıdır.
Maliyetleri yükselen şeker pancarı
üreticilerinin üretimlerini sürdürebilmesi ve ihtiyaç duyduğumuz şeker
üretimini karşılaması için maliyetlerin üzerinde ve çiftçi karını da gözeten
bir fiyat açıklanmasını bekliyoruz.
Üretimde, verimlilikte ve
deneyimde çiftçilerimizin üstünlüğe sahip olduğu bu ürünleri, sektörde yer alan
sanayicilerimizin de sahiplenmesi üretimin sürdürülebilirliği açısından önem
taşıyor.
Üreticilerimizin alın terinin karşılığını aldığı bir sezon
olması en büyük temennimizdir.”