Ankara – 14.05.2012 - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) tarafından 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla düzenlenen törende, ''Tarım sektörü gerek çok zengin ülkeler, gerekse gelişmekte olan ülkeler için çok önemlidir'' dedi.
Konuşmasında, tarım sektörünün bütün ülkeler için stratejik bir değerinin bulunduğunu, bütün ideolojilerin, bütün doktrinlerin hedefinde insanlara yeteri kadar gıda vermek ve ülkelerin kendi kendine yeterliliğini sağlamak olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Gül, şunları kaydetti:
''Türkiye için söz konusu olduğunda tabii ki 75 milyonun beslenmesi hepimiz için ayrı bir önem arz etmektedir. Tarım dediğimizde gıda akla gelmektedir. Gıda dediğimizde insanların aç kalmaması akla gelmektedir. Açlık gerek tarımla gerek hayvancılıkla gerek gıdayla ilgilidir. Dolayısıyla insanlar daima açlık tehlikesiyle, açlık korkusuyla da yaşamışlardır. Bunun için zengin ülke de olsa fakir ülke de olsa tarım sektörüne daima öncelik vermiştir, hiçbir zaman tarım sektörünü ihmal etmemişlerdir.''
Dünyanın yoksul ülkelerine bakıldığında büyük trajedilerin yaşandığına dikkati çeken Gül, ''Zengin ülkelere baktığımızda da gelecekteki gıda güvenliğimizi temin edelim diye büyük gayret sarf etmekteler, hatta başka ülkelerde topraklar, garantiler almakta ve ilerideki nesillerinin aç kalmaması için büyük tedbirler almaktalar. Çok şükür Türkiye bu açıdan iyi bir ülkedir, dünyanın kendi kendine yeterli nadir ülkelerinden birisiyiz'' dedi.
-''Toplulaştırma hayati derecede önemli''-
Türkiye'nin tarımdaki ihracatının ithalatından büyük olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, şöyle devam etti:
''Bildiğim kadarıyla 14 milyar dolar civarında ihracatımız, 10 milyar dolar civarında ithalatımız varsa; biz sadece kendi nüfusumuzu beslemiyoruz veya Türkiye'yi ziyaret eden misafirleri turistleri değil, aynı zamanda dışarı ihraç ederek 4 milyar dolar civarında bir dış ticaret fazlası veriyoruz.
Bununla övünüyoruz, ama Türkiye'nin kapasitesini, imkanlarını düşündüğümüzde üretimimizin daha da ileri gidebileceğini biliyoruz. Bunun için de sizlerin daha verimli bir tarım, ziraat politikası içerisinde daha verimli olması tabii ki hepimizin en büyük arzusudur. Onun için tarımın girdileri konusunda titiz çalışmaların yapıldığını da biliyorum. Gerek toprakların toplulaştırılması ki Türkiye için çok hayati derecede önem taşımaktadır. Maalesef miras hukukumuzdan dolayı küçük küçük parçalara bölünen topraklar verimi azaltmaktadır, diğer yandan da en önemli konulardan birisi sulanacak arazilerin tamamının sulanır hale getirilmesidir.''
Türkiye'de hükümetlerin tarım sektöründe çok büyük politikalar yürüttüğünü, bunların başındaki en önemli projenin GAP olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, ''Hafta sonu Şanlıurfa ve Adıyaman illerimizi ziyaret ettim. Oradaki kurak toprakların nasıl bereketli toprak haline geldiğini görmekten büyük gurur duydum. GAP projesi 13 büyük proje demetinden oluşuyor, birçok baraj sulama kanalları, özellikle helikopterle gezerken sulama kanallarının kurak toprakları nasıl yemyeşil yaptığını görünce insanın heyecanlanmaması mümkün değil'' diye konuştu.
-''Sulama kanalları verimi artırıyor''-
Kaynakları kullanırken, bütçeleri değerlendirirken önceliklerin iyi şekilde gözden geçirilmesi gerektiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Gül, şöyle dedi:
''Özellikle sulama kanallarının bir an önce bitirilmesi Türk tarımını, Türk çiftçisini çok daha güçlü hale getirecektir ve üretim kapasitemizi inanılmaz şekilde artıracaktır. Oradan aldığımız bilgilerde bana dediler ki sulanan Şanlıurfa toprakları, sulanan Adıyaman toprakları, sulanacak Diyarbakır toprakları 1'e 40 misli en az topraktaki geliri artırmakta. Daha önceki kurak toprakların geliriyle sulanmış toprakların geliri arasında 40 misli fark oluyorsa o zaman bütün gücümüzle bu sulama kanallarını bitirmemiz gerekir.''
-''Tarım ve hayvancılık, Türkiye için önemli sektörler''-
Barajların kendi kendilerini amorti ettiğini de dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, şöyle konuştu:
''Atatürk barajının kendisini 5 yıl içinde amorti ettiğini düşünürsek o zaman kaynakları ayırırken tarıma ve özellikle bu alanlara çok önem vermemiz gerektiğini bir kez daha hatırlatmak isterim. Tabii ki tarım ve hayvancılığı beraber kullanıyoruz. Hayvancılık, balıkçılık bütün bunlar da Türkiye için çok önemli sektörlerdir. Bir aileye en hızlı gelir getirmenin yolu hayvancılıktır aslında. Son yıllarda modern hayvancılığın Türkiye'de gelişiyor olmasını görmekten de büyük memnuniyet duyuyorum. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın gerek toprakların toplulaştırılması, gerek hükümetin son yıllarda çok inanılmaz şekilde hayvancılığa verdiği destekler bunlar önümüzdeki yıllarda Türkiye'nin tarım ve hayvancılıktaki üretim kapasitesini muhakkak çok artıracaktır.
Unutmayalım ki biz sanayileşeceğiz, hizmet sektörü giderek daha çok artacak, zenginleşmenin yolu buradan geçmektedir, ama bunlar aynı zamanda tarımı da zenginleştirmektedir. Çünkü tarım, daha modern, daha makineli, daha bilimsel bir şekilde yapılmaya başlandığında 1'e 40 verim vermektedir. Türkiye'nin ileride kendisine yeterli bir ülke olarak kalması, dünyayı bölgeyi besleyecek bir ülke halinde devam etmesi için de tarım politikalarımıza çok büyük önem vermemiz gerekmektedir.''
TZOB'un tarihinin Osmanlı dönemine, 1880-1881'e kadar uzandığını, 1963'te kamu niteliğinde kurum haline geldiğini belirten Cumhurbaşkanı Gül, ''Kamu halinde bir kurum demek aslında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile iç içe çalışan bir kurum demektir. Nasıl TOBB, Sanayi Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı ile beraber çok yakın çalışıyorsa; nasıl diğer kamu niteliğindeki kurumlar ilgili bakanlıklarla çok yakın çalışıyorlarsa sizin de tabii ki çok yakın çalışmanız gerekmekte. Tarım politikalarının çiftçilere köylerimize her tarafa ulaşabilmesi için sizler aslında kılcal damarlar gibisiniz'' dedi.
-''Kırsal alanların canlanması için...''
Türkiye'nin şehirlerinin çok hızlı geliştiğini, modernleştiğini, ancak kırsal alanlarda hala çok büyük eksiklikler bulunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı, kırsal alanların da canlı olması, gelir düzeyinin artması ve bölüşümdeki adaletin çok daha iyi olması için tarım sektörüne çok büyük önem verilmesi gerektiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini şöyle tamamladı:
''Bu yılların çok bereketli yıllar olacağını hep beraber görüyoruz, yağmurlar iklim bunu gösteriyor; yılların hep bereketli olmasını isteriz. İnsanlık tarihi boyunca bin yıl gerilere gittiğimizde bir anekdot vardır; 'kıtlık yılları', 'bolluk yılları'. Bu bundan sonra böyle devam edecek iklimler açısından... Ama insanoğlu bunlara karşı tedbirler almış. Yüzlerce yıl önce de kıtlık yılı bolluk yılı olduğunda bunun arkasından kıtlık olacak diye tedbirler almışlar. İşte tarım politikaları bu şekilde gelişe gelişe bugünkü en modern anlama kavuşmuş. İnanıyorum ki bu politikalar neticesinde çiftçimiz, ülkemiz daha çok kazanacak ve kendimizi çok daha güvende hissedeceğiz.''
Cumhurbaşkanı Gül salondan ayrılırken bir grup kadın çiftçi, Cumhurbaşkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a çiçekler sundu; birlikte anı fotoğraf çektirdi.