-TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar:
“Yoğun kar, tarımdaki kuraklık tehlikesini ortadan
kaldırdı, çiftçiyi sevindirdi”
-“Kar yağışı hem toprağın sıcaklığını korumuş
hem de toprağı nemli tutarak, ekili alanların
donması konusundaki endişeleri gidermiş, çiftçimizi
rahatlatmıştır”
-“Kar yağışıyla meyve bahçelerinde ağaçların geç
uyanmasının, çiçeklenme döneminde olabilecek
ilkbahar geç donları zararını da önleyecek”
-“Sel baskınları ve taşkınlardan korunmak doğal
bitki örtüsü, meralar korunmalı, yamaç arazilerin
süratle ağaçlandırılması sağlanmalıdır”
-“Sigorta kapsamına girmeyen riskler için 2090
sayılı kanunun gözden geçirilerek ihtiyacı
karşılar hale getirilmesi gerekir”
Ankara – 26.01.2012 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, uzun süre soğuk ve kurak seyreden hava koşullarının son günlerde yağan karla değiştiğini, hava sıcaklığının yükseldiğini bildirerek, yoğun karın tarımdaki kuraklık tehlikesini ortadan kaldırdığını, çiftçiyi sevindirdiğini kaydetti.
Bayraktar, yaptığı yazılı açıklamada, özellikle İç Anadolu bölgesinde Kasım-Aralık aylarında tarlasına hububat eken çiftçinin, kar yağışından önce düşük seyreden sıcaklar nedeniyle dondan endişe ettiğini bildirdi. Şemsi Bayraktar, kar yağışının topraktaki yetersiz nemi gidereceğini, bitkinin gelişimine katkı yapacağını belirtti.
Yağan karın ince bir hava tabakası bırakarak, sıcaklığı 0 (sıfır) derece olacak şekilde ekili alanları yorgan gibi örttüğünü belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“Kar yağışı hem toprağın sıcaklığını korumuş hem de toprağı nemli tutarak, ekili alanların donması konusundaki endişeleri gidermiş, çiftçimizi rahatlatmıştır. Yine kışın yağan ve toprak üzerinde kalan kar, yavaş yavaş eriyerek çok uzun bir periyotta toprağın nemli kalmasını sağlar. Kar yağışı yazın olabilecek kuraklığa karşı da toprağı ve bitkileri koruyup, adeta kuraklığa karşı sigorta eder. Bu durum, ilkbaharda ekilecek olan şekerpancarı, mısır, pamuk, ayçiçeği gibi ürünlerin tohumlarına da çimlenme ve gelişimi için uygun toprak nemini sağlaması açısından da önem arz ediyor. Toprak nemi sağlıklı bitki gelişiminin sağlanması, daha kaliteli, verimli ürünün elde edilmesi açısından çok etkilidir.”
-Meyve ağaçlarında don zararını önleyecek-
Diğer taraftan kar yağışıyla meyve bahçelerinde ağaçların geç uyanmasının, çiçeklenme döneminde olabilecek ilkbahar geç donları zararını da önleyeceğini bildiren Bayraktar, “Eriyen kar suları, yeraltı sularına karışarak yeraltı su kaynaklarımızı zenginleştirecek, yüzey akışı şeklinde ise akarsu ve göllerdeki su seviyesini artıracaktır. Ayrıca dağlarda, hava sıcaklığına bağlı olarak yavaş yavaş eriyerek akarsulara ve göllere karışması suyun devamlılığı ve yeraltı sularını beslemesi açısından da önemlidir” dedi.
-Seller-
Bazı bölgelerde aşırı yağışlar sonucu meydana gelen seller ile zirai don olaylarına da değinen Bayraktar, Ege bölgesinde 2 gün boyunca aralıksız süren yağış sonucu Büyükmenderes ve Küçükmenderes nehirlerinin taştığını ve binlerce dönüm tarım arazisinin sular altında kaldığını bildirdi. Bölgedeki ziraat odalarından alınan bilgilere göre ektiği patatesi hasat edemeyen çiftçilerin, ürününü tarlada çürümeye terk etmek zorunda kaldığını anlatan Bayraktar, şunları kaydetti:
“Benzer taşkınlar daha önce de Antalya’da ve Meriç nehrine bağlı olarak Edirne’de meydana geldi. Drenaj kanallarının tıkanması sonucunda da oluşan seller, doğal afetler içinde verdiği hasarlar bakımından depremlerden sonra ikinci sırada.
Ülkemizde de son yıllarda iklim değişiklikleri sonucu meydana gelen afet niteliğindeki şiddetli yağışların oluşturduğu seller, can ve mal kayıpları yanında, tarım alanlarımızda da büyük zararlara neden olmaktadır.
Sel baskınları ve taşkınlardan korunmak için her şeyden önce doğal bitki örtüsü, meralar korunmalı, ormanlarda bilinçsizce ağaç kesimlerinin önüne geçilmeli, ayrıca, başta orman arazileri olmak üzere yamaç arazilerin süratle ağaçlandırılması sağlanmalıdır.”
Selin en fazla zarar yaptığı alanların “sele karşı hassas taşkın ovaları” olduğunu belirten Bayraktar, bu özellikteki alanların yerleşime açılmaması gerektiğini kaydeden Bayraktar, “Diğer taraftan akarsu ve nehir yatakları belirli projeler dahilinde su debisinin en az olduğu dönemlerde temizlenmeli ve genişletilmeli, ıslah çalışmaları yapılmalıdır. Ayrıca, taşkınların çok olduğu dereler ve nehirler üzerinde baraj, sulama göletleri ve bentler inşa etmek suretiyle de sel suları kontrol altına alınmalıdır” dedi.
-TARSİM-
Bayraktar, tarım sigortasında istenilen düzeyde artışın sağlanamamasının nedenleri arasında, tarımsal üretimde çiftçileri mağdur eden bazı risklerin kapsamda olmaması, hayvancılıkta kapsamdaki hastalıkların yeterli olmaması, yüzde 50 prim desteğine rağmen sigorta bedellerinin yüksek olması, eksperlerin raporlarına güven duyulmaması, muafiyet ve müşterek sigorta oranlarının yüksekliği ile zarar durumunda tazminatın az ödenmesi başta geldiğini kaydetti.
Bu nedenle tarım sigortasında prim bedelleri düşürülmesi, muafiyet ve müşterek sigorta oranlarının yeniden belirlenmesi, üreticileri sigorta yaptırmaya teşvik edici tedbirler alınması, eksperlerin çalışmasının gözden geçirilmesi, 2012 yılı için sigortalanma oranı artışına yönelik hedef tespit edilmesi gerektiğini bildiren Bayraktar, “2011 yılında tarla ürünlerinden patates ve şeker pancarı gibi ürünlerde yaşanan don afeti çiftçileri mağdur etmiştir. Bu nedenle kuraklık ile tarla ürünlerinde yaşanan don gibi önemli riskler, en kısa zamanda sigorta kapsamına alınmalıdır” dedi.