Anız Yakma
TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
-“Anız yakma, tarım
arazilerinde sürdürülebilir verimliliğin kaybolmasına neden oluyor”
-“Anız yakma hasat sonrası sadece kökleri yakmıyor,
toprağın tüm özelliklerini kaybetmesine sebep oluyor”
-“Ülkemizde 2021 yılında
2 bin 793 adet orman yangını gerçekleşti ve bu yangınların çıkış sebebinin
yüzde 5,9’u yani 165 adeti anız yakılması sonucudur”
ANKARA- 21.07.2022- Türkiye Ziraat Odaları
Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Hiçbir zaman tarımsal bir
uygulama hüviyeti olmayan, toprak verimliliğine uzun vadede ciddi zararlar
veren anız yakma, tarım arazilerinde sürdürülebilir verimliliğin kaybolmasına
neden oluyor” dedi.
Kontrolden
çıkan anız yangınlarının çiftçilerimizin 1 yıllık emeğinin yok olmasına neden
olduğunu belirten Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Bütün
bir yıl boyunca gözü gibi bakıp büyüttüğü ürününü hasat etmek isteyen
üreticilerimizin bütün emekleri ve parası bir anız yangınıyla kül oluyor.
Anız
yakılması havayı kirlettiği gibi orman yangınlarına da sebep olabiliyor. Orman
Genel Müdürlüğü kayıtlarına göre, Ülkemizde 2021 yılında 2 bin 793 adet orman
yangını gerçekleşti. Bu yangınların yüzde 5,9’u yani 165 adeti anız yakılması
sonucu çıktı. 2021 yılında yanan 139 bin 503 hektar orman alanının 377
hektarlık kısmı maalesef anız yangını nedeniyle gerçekleşti.
Tarımsal üretimde bulunmak, insanımızı doyurmak
için her fedakârlığı yapan eli öpülesi çiftçilerimize seslenmek istiyorum.
Orman yangınlarının yoğunlaştığı bu sıcak yaz günlerinde anızları yakmayalım.
Tarımsal üretimin ana unsuru olan toprağımızı koruyalım. Anız yakmanın çevreye
vereceği zararları göz ardı etmeyelim. Tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini
tehlikeye atmayalım.
Tarımsal
üretimde maliyetlerin oldukça arttığı ve gıdaya olan ihtiyacımızın her
zamankinden daha fazla olduğu günümüzde tarımsal üretimi ve bunun yanında doğal
kaynaklarımızı tehlikeye atma lüksümüz yoktur. Bu bilinçle hem vatandaşlarımız
hem çiftçilerimiz daha duyarlı olmak zorundadır.”
Anız Yakmanın Sebepleri
ve Zararları
“Üreticilerimiz
hasat sonrası aynı araziye diğer bir ürünün ekimini yapacak olduğunda mibzerin
istenilen bir şekilde ekim yapmasını sağlamak, yakıt tasarrufu sağlamak ve daha
iyi tohum yatağı hazırlamak adına anız yakıyor. Bu yanlış uygulama yabancı ot
ve haşereleri yok etmenin yanında anız sapları ile mibzer gözlerinin
tıkanmasını engellemek amacıyla da üreticilerimiz tarafından tercih ediliyor.
Üreticilerimizin
anız yakmayı tercih etmelerinin sağlayacağı fayda, toprağa ve çevreye vereceği
zararın yanında çok küçük kalıyor. Özellikle organik maddesi çok düşük ve
erozyona çok açık olan topraklarda anız yakılmamalı, sürülerek veya
parçalanarak toprağa yeniden kazandırılmalıdır.
Hasat
sonrası tarla yüzeyinde kalan bitkisel artıklar toprağı tavında tutmakta ve meyilli
arazilerde verimli toprağın su ve rüzgâr erozyonuyla kaybolmasına engel
olmaktadır. Çünkü anız, yağışların şiddetle toprağa düşmesini engeller, yüzey
akış hızını azaltır, toprağa sızmasını sağlar.
Anızın
yakılmasına bağlı olarak, toprağın organik maddesi yok oluyor ve toprağın
önemli biyolojik, fiziksel ve kimyasal özellikleri zarar görüyor.
Anız
yangınları sırasında 0-5 cm derinlikte 250 ⁰C‘ye ulaşan sıcaklıklar meydana
gelir ve verimlilik için en önemli unsurlardan biri olan organik madde yok olur.
Organik
maddece zengin olan toprağın su tutma kapasitesi artar. Tarımsal sulamada
yaşanılan sorunları göz önünde bulundurduğumuzda bu konu bir hayli önemlidir.
Bir diğer husus ise; anız yangınları nedeniyle komşu tarlaların ürünleri ve
ormanlar tahrip olabilmekte, doğrudan ve dolaylı etkileri sayesinde toprakla
birlikte birçok canlı önemli derecede zarar görmektedir.
Verimliliği
düşen topraktan daha iyi ürün almak isteyen üreticilerimiz, daha fazla toprak
işleme ve kimyasal kullanma yollarına başvuruyor.
Gübre
fiyatlarında ciddi artışların olduğu üretim sezonunda dönüme 1 kilogram
fazladan gübre kullanılması, hem ülke ekonomisini hem de çiftçilerimizi daha
çok zarara sokacaktır. Dolayısıyla anız yakılmasına bağlı olarak hem ekonomik
hem de çevreyle ilgili sorunlar ortaya çıkıyor.
Anız
yakmanın doğrudan ve dolaylı etkileri bulunmakla beraber, toprakla birlikte
birçok canlının önemli derecede zarar görmesi bu bilinçsiz olayın en önemli
sonuçlarının başında geliyor. Oysa toprakta bulunup gözle görülmeyen bu
canlıların faaliyetleri sonucunda organik madde parçalanır, ayrışır ve humus
dediğimiz şekle dönüşür. Bu da tarımsal üretimde verimliliğin artmasını
sağlayan toprak yapılarındandır. Özellikle nadasa bırakılacak tarlalarda anızı
yakmanın hiçbir gereği yoktur. Çünkü bir sonraki ekime kadar geçen sürede anız
sapları zaten kendiliğinden çürüyerek toprağa karışacaktır.
Anızın
çürüme süresinin uzun olması üreticilerimiz tarafından sorun olarak görülüyor.
Anız saplarının çürüme süresi üzerine etki eden en önemli faktörler toprağın
nem içeriği, sıcaklığı ile anızın C/N (Karbon/Azot) katsayısıdır. Toprağın nem
oranı ve sıcaklığı ne kadar yüksek, C/N katsayısı ne kadar düşük ise anızın
parçalanma veya çürümesi de o kadar hızlı olur. Bu katsayı anız üstüne azotlu
gübreleme yapılarak düşürülebilir.”
Alternatif Uygulama:
Toprak İşlemesiz Tarım
“Toprak
işleme uygulamalarının, tarımsal üründe bir azalmaya neden olmadan toprağı
koruyan ve aynı zamanda sürdürülebilir bir faaliyet olması gerekir. Bu bağlamda
üreticilerimiz anız yakmak yerine alternatif uygulamaları tercih etmelidir. Üreticilerimiz
‘Toprak İşlemesiz Tarım’a yönelmelidir.
Toprak
işlemesiz tarım, maliyet unsurları içerisinde önemli bir yere sahip olan
yakıtta büyük ölçüde tasarruf sağlamasının yanı sıra, toprakta organik madde
miktarı artığı için toprağın su tutma kapasitesini artırmaktadır.
Diğer taraftan tarım arazilerinde erozyon büyük
ölçüde azalmakta ve kuraklığa dayanıklı toprak oluşumuyla tarımsal kuraklıktan
etkilenme azalmaktadır. Yapılan araştırmalara göre toprak işlemesiz tarımla
özellikle buğday üretiminde yüzde 30’lara varan verim artışları söz konusudur.
Unutmayalım
anız toprağın geleceği, toprak ise bizim geleceğimizdir.”