21 Mart Dünya Ormancılık Günü
TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
-“Ormanların iklim değişikliğiyle mücadeledeki rolü son derece
önemlidir”
-“Ülkemizde
ormanların büyük bir bölümü yangın tehdidi altındadır”
-“Geçtiğimiz
yıl maalesef ülkemizde 294 adet yangında 202 bin 699 hektar orman alanı kül
oldu”
-“Orman yangınlarıyla mücadele
tekniklerini geliştirmek ve güçlendirmek, yangına müdahale süresini kısaltarak
yangın zararlarını en aza indirmek öncelikli görevimiz olmalıdır”
-“Orman varlığımızı sadece devlet
destekleriyle değil bireysel olarak da üzerimize düşen görevle en azından
ağaçları korumalı ve uygun şartlarla artırmalıyız”
-“Ormanlar
toprak erozyonunu önlediği gibi tarım arazilerinin, çayır ve meraların
sellerden zarar görmesine mani olmaktadır”
Ankara- 21.03.2022- Türkiye Ziraat Odaları
Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ormanların
iklim, su ve toprak rejimi üzerindeki olumlu etkileri ile milli bir servet
olduğunu bildirerek, “restorasyon, imar ve ıslah etmenin yanında ormanları
korumalı ve alanlarını artırmalıyız” dedi.
Bayraktar,
21 Mart Dünya Ormancılık Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Çeşitli iklim tiplerinin bulunduğu
ülkemizde son yıllarda küresel ısınmanın etkisiyle maalesef mevsimlerin sayısı
azalmıştır” diyerek açıklamasını şöyle sürdürdü:
“İklim değişikliğinin
etkisi ile dört mevsim iki mevsime düştü ve bahar mevsimleri ortadan kalktı.
Ilık geçen kışlar ve sıcak geçen yazlar yaşıyoruz. Özellikle, kuraklık, sel,
fırtına başta olmak üzere çeşitli afetleri yaşıyoruz ve bu afetlerden tarımın
etkilenmemesi mümkün değildir. Bu etkileri azaltmak için özellikle orman ve su
yönetiminde kalıcı ve akılcı çözümler bularak doğal kaynaklarımızı korumak
zorundayız.
Bunun çözümü ise sera gazı
emisyonlarının azaltılarak iklim değişikliğinin etkilerini gidermek, her biri
karbon yakalama ve depolama yeteneği bulunan ormanların, sulak alanların, deniz
ve kıyı ekosistemlerinin, çayırların, tarımsal alanların ve turbalıkların
mevcut durumlarının korunması ve iyileştirilmesi ile mümkün olabilecektir.
Diğer taraftan çevresel değişimin,
özellikle de iklim değişikliğinin, geçim kaynaklarının doğrudan doğal
kaynaklara bağlı olduğu kırsal alanlarda gelir seviyesi düşük olan insanlar
üzerinde orantısız bir etkisi olacaktır.
Toprak verimliliğinin tükenmesi ve orman
kaynaklarının, su kaynaklarının, meraların ve balıkçılığın bozulması zaten
gelişmekte olan birçok ülkede yoksulluğu daha da arttıracaktır.”
“Ülkemizde
ormanların büyük bir bölümü yangın tehdidi altındadır”
“Coğrafi konumu itibariyle Akdeniz iklim
kuşağında yer alan ülkemizde ormanlarımızın büyük bir bölümü yangın tehdidi
altında bulunmaktadır” uyarısı yapan Bayraktar, “Toplam ormanlık alanın yüzde
60’ını birinci ve ikinci derece yangına hassas alanlar oluşturmaktadır” dedi.
Bayraktar, açıklamasına şöyle devam etti:
“İklim değişikliğinin etkisiyle sıcaklık
artışlarının olması son yıllarda orman yangınlarını birlikte getirmektedir. Geçtiğimiz
yıl maalesef ülkemizde Avrupa Orman Yangını
Bilgi Sistemi (EFFIS) verilerine göre 294 adet yangında 202 bin 699 hektar
orman alanı kül oldu. Bu alan Aydın ilinin yüz ölçümünün 4’te biri alana ve
yaklaşık 284 bin futbol sahası büyüklüğündedir.
Ayrıca 2021 yılında küle dönen orman
alanımız son 10 yılda yanan toplam orman alanının yaklaşık yüzde 30’unu
oluşturmaktadır. Diğer taraftan son 10 yılda,
en fazla yangın çıkan yıl 472 yangın ile 2020 yılında yaşanmıştır. Bu
nedenle orman yangınları ülkemiz ormancılığının öncelikli konuları arasında yer
almalı ve orman yangınlarının çıkmasına, yayılmasına mani olmak için her türlü
fiziki ve beşeri tedbiri almak zorundayız.
Orman yangınlarıyla mücadele
tekniklerini geliştirmek ve güçlendirmek, yangına müdahale süresini kısaltarak
yangın zararlarını en aza indirmek öncelikli görevimiz olmalıdır.
Dünyada en önemli karbon yutaklarından
biri olan ormanlar büyük bir hızla azalırken, ülkemiz bugüne kadar yapmış
olduğu ağaçlandırma, erozyon kontrolü ve bozuk ormanların iyileştirmesi
çalışmaları ile orman varlığını artıran ülkelerdendir. Ancak orman varlığımızı
sadece devlet destekleriyle değil bireysel olarak da üzerimize düşen görevle en
azından ağaçları korumalı ve uygun şartlarla artırmalıyız”
“Ormanlar
toprak erozyonunu önlediği gibi tarım arazilerinin, çayır ve meraların
sellerden zarar görmesine mani olmaktadır”
Bayraktar, “ormanlarımızın tarım
alanlarımızın zarar görmesini engellemektedir” diyerek orman varlığının
artırılması gerektiğine dikkat çekti:
“Ülke yüz ölçümünün yüzde 29,4’ünü
oluşturan orman alanlarımızı artırarak yangından zarar gören alanlarımızı
telafi edemesek de yaralarımıza merhem sürmeliyiz. Ayrıca ülkemiz topraklarının
büyük bir kısmı erozyon tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Tarım arazilerimiz ile çayır mera
alanlarımız sellerden büyük zarar görmektedir. Ormanlar toprak erozyonunu
önlediği gibi tarım arazilerinin, çayır ve meraların sellerden zarar görmesine
mani olmaktadır.
Orman varlığımızın artırılması, orman
tahribatlarının önüne geçilmesi şüphesiz çok önem arz etmektedir. Sanayileşmede
yaşanan gelişmeler ve yerleşim alanlarının artması dolayısıyla karbon monoksit,
kükürt asitleri, hidrokarbonlar ve azot oksitler gibi havayı kirletici
maddelerin yanı sıra, motorlu taşıtların, enerji santrallerinin, sanayii
tesislerinin, konut ısıtma sistemlerinin yakıt artıkları da çevreyi ve dolayısıyla
havayı önemli ölçüde kirletmektedir. Bu kirliliği azaltmak için yeşil alanların
artırılması, ormanların korunması ve ağaçlandırma çalışmalarının hızla devam
etmesi önemlidir.
Türkiye
Ziraat Odaları Birliği olarak, ülkemizde ağaçlandırma konusunda yapılacak
çalışmalara her zaman öncülük edecek ve katkı sağlayacağız.
Küresel
ısınmanın iklim değişikliğine olan etkilerinin azaltılması için ormanlara daha
fazla önem verilmesi gerektiğini tekrar hatırlatarak 21 Mart Dünya Ormancılık
Günü’nü kutlarım.”